ABD Kara Kuvvetleri, ATACMS sistemlerinin yerine geçecek PrSM füzeleri için Lockheed Martin ile 4,9 milyar dolarlık üretim anlaşması imzaladı.

ABD Kara Kuvvetleri, uzun menzilli hassas vuruş kapasitesini artırmak amacıyla Lockheed Martin ile yeni nesil füze üretimini kapsayan 4,9 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. 28 Mart 2025’te Redstone Arsenal’deki Kara Kuvvetleri Tedarik Komutanlığı tarafından imzalanan bu süresiz teslimat-süresiz miktar (IDIQ) tipi anlaşma, ilk etapta 400 adet Precision Strike Missile (PrSM) Increment 1 sisteminin tedarikini içeriyor.

PrSM programı, modernizasyon sürecindeki MGM-140 ATACMS sisteminin yerini alacak şekilde 2016 yılında başlatıldı. Lockheed Martin, bu program kapsamında daha uzun menzil, daha yüksek hassasiyet ve daha yüksek tahrip gücü sunan bir çözüm geliştirmekle görevlendirildi. Sistemin ilk başarılı testi, 10 Aralık 2019’da White Sands füze test sahasında gerçekleştirildi. Sonraki süreçte, 2025 Şubat ayında HIMARS’tan yapılan çift füze atışı ve 2024’te Pasifik’te gerçekleştirilen hareketli deniz hedefi testi, sistemin seri üretime hazır olduğunu gösterdi.

PrSM Increment 1, entegre hava savunma sistemleri, mobil füze rampaları, komuta merkezleri ve korunaklı altyapılar gibi geniş bir hedef setine karşı kullanılabiliyor. Hassas yönlendirme sistemi, ataletsel navigasyon ve GPS destekli konumlama teknolojilerini bir araya getiriyor. GPS sinyallerinin zayıf olduğu veya kesintiye uğradığı ortamlarda bile yüksek isabet oranı sağlıyor.

Teknik olarak yaklaşık 4 metre uzunluğa ve 430 milimetre çapa sahip olan füze, mevcut ABD Kara Kuvvetleri platformlarıyla uyumlu şekilde tasarlandı. M270 MLRS ve M142 HIMARS rampalarının her bir pod’una, ATACMS sistemlerinden farklı olarak, iki adet PrSM yerleştirilebiliyor. Bu sayede tek atışta sağlanan ateş gücü iki katına çıkıyor.

PrSM’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, geliştirilmiş menzil kapasitesi olarak dikkat çekiyor. ATACMS’in yaklaşık 300 kilometre olan azami menziline karşılık, PrSM Increment 1’in menzili 500 kilometreyi aşıyor. İlerleyen sürümlerde bu menzilin 1.000 kilometreye kadar çıkması hedefleniyor. Bu gelişme, ön cephe birliklerinin riske girmeden derin hedefleri etkisiz hale getirebilmesine olanak tanıyor.