Afrika Kıtası’ndan çıkarak Akdeniz kıyılarında denize dökülen Nil Nehri, Kıta’nın olduğu kadar Orta Doğu Bölgesinin de yaşam ırmağı olmuştur. Dünyaya egemen olmayı hedefleyen Siyonizm kutsal toprakları ABD emperyalizmi sayesinde ele geçirirken, bu bölgenin yaşam olanaklarını kontrol altına alabilmek için terör olgusunu hem Fırat Nehri’nin doğduğu Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi ile hem de Nil Nehri’nin kollarının çıktığı Kuzey Etiyopya Bölgesinde teşvik etmiş ve emperyalizmin gücü oranında da desteklemiştir. Nil Nehri’nin kaynaklarını besleyen yeraltı sularının bulunduğu Afrika ülkelerinin bu kutsal ırmağın yatakları üzerinde bir şeyler yapmaması için emperyalizm, bu bölge ülkelerini her yoldan karıştırmış ve gerekirse Etiyopya gibi bölge ülkelerinde anarşi ve terör eylemlerini destekleyerek iç savaşlara giden yolları açıktan desteklemiştir.
Yarım yüzyıl terör olayları ile mücadele ederek bugünlere gelen bir Asya ve aynı zamanda bir Kuzey Orta Doğu ülkesi olarak bu tür olaylara ve siyasal gelişmelere sahne olan Etiyopya, ayrıca bir Afrika ve bir Güney Orta Doğu devleti olarak kutsal topraklar bölgesinde yer almaktadır. Etiyopya, Nil Nehri havzasını yaşamsal önemde görerek bu doğrultuda kutsal toprakları koruyacak siyasal önlemler peşinde koşarken; kuzey bölgesindeki Eritre ve Cibuti bölgeleri ülkeden kopmuştur. Emperyalist güçler, bugün aynı bölgenin içinde yer alan bir kuzey bölgesi olan Tigre’de yaşayan halk kitlelerine de silah dağıtarak, açıkça bölgede iç savaş kışkırtıcılığına soyunmuştur.
Makalenin devamını okumak için tıklayınız.
