Türkiye ile Fransa arasında yaşanan gerginlik devam ediyor. Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa'nın olay hakkındaki açıklamaları ve TCG Oruçreis (F 245) fırkateyninin olay anında Fransız FS Courbet (F 712)'den çekilen fotoğrafı C4Defence farkıyla Türk kamuoyunda.

Geçtiğimiz günlerde Akdeniz’de yaşanan bir olayda, Fransız Donanması'na ait FS Courbet (F 712), TCG Gökçeada (F 494) ve TCG Oruçreis (F 245) fırkateynlerine seyir emniyetini riske atacak biçimde manevralarla yaklaşmıştı. Yaşanan hadisenin ardından Fransa, Türk gemisinden FS Courbet'ye radar aydınlatması yapıldığını iddia etmişti ve Türkiye’yi NATO’ya şikâyet etmişti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, olayın tüm detaylarıyla irdelenerek bir rapor hazırlanması talimatını vermişti. Medyada çıkan haberlere göre raporda, Türk gemilerinin Fransa iddiaları doğrultusunda bir hareketi bulunmadığına yer verildi. Fransa da, NATO'nun Akdeniz'deki Deniz Muhafızı Harekâtı'ndan çekildiğini duyurmuştu.

Gelişmelerle aynı zamanda Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, Fransız Senatosu'nun Savunma ve Silahlı Kuvvetler'den Sorumlu Dış İlişkiler Komisyonu toplantısına katıldı. 1 Temmuz 2020 (dün) düzenlenen ve video kayıtları internet ortamında da yayınlanan oturumda Büyükelçi Musa, Türkiye'nin görüşlerini ve olayın nasıl gerçekleştiğini anlattı. İsmi geçen tüm gemilerin hareket yönleri ve süratlerinin de yer aldığı bir krokinin yanı sıra gemilerden çekilen fotoğraflar da sunumda yer aldı. 

Toplantı esnasında Büyükelçi İsmail Hakkı Musa, atış kontrol radarının aktif olmadığına, konum belirleme çalışmasının olmasına rağmen gemiye herhangi bir kilitlenme ya da aydınlatma faaliyetinin bulunmadığına dikkat çekti. Musa, Türk gemileriyle iletişim kurmak yerine Fransa'nın doğruca hiçbir veriyi doğrulamadan NATO'ya şikayette bulunmasının dostane bir davranış olmadığını da belirtti. FS Courbet'nin yaptığı manevraların dostça bir hareket olmadığının altı çizilirken yaşananların Türk tarafınca anlaşılamadığına da dikkat çekildi. Gelişmeleri inceleyen NATO uzmanları da Fransız gemisinin manevraları için “gerekli” teşhisi koyamadığı vurgulandı. Büyükelçi Musa, TCG Oruçreis'in FS Courbet'den olay sırasında çekilen bir fotoğrafını da sundu. Bu fotoğrafta silahların göğe çevrildiği ya da seyir konumunda olduğuna dikkat çekerek, caydırma teşebbüsü olması durumunda silahların bahse konu pozsiyonda olmayacağının altını çizdi. Ardından Fransa'nın davranışlarının anlamsız bulunduğu ve iki ülkenin kendi aralarında çözüm bulması dururken bunun yerine konunun neden doğruca NATO'ya intikal ettiğinin anlaşılamadığı da Büyükelçi'nin sözleri arasında yer aldı. 
Sunumda paylaşılan görüntülerde, yük gemisinin merkezde bulunduğu, refakat eden TCG Gökçeada (F 494) fırkateyninin 5,67 km önde seyrettiği görülmekte. Çizimde, platformu arkada takip eden TCG Gökova (F 496)'nın 2,74 km mesafede intikalini sürdürdüğü ve TCG Oruçreis'in yaklaşık 9,14 km mesafede olduğu bilgisi de yer aldı. FS Courbe, TCG Gökçeada'nın 7,3 km açığından saatte 15 knot (27,8 km) süratle Türk gemi grubuna yaklaşmaya başladığı, yük gemisinin önünden dolaşarak 2,56 km açığından dolaşıp TCG Gökova'nın arkasından TCG Oruçreis'in yolu üzerine saatte 20 deniz mili (37 km) süratle dümen kırdığı görülmekte. FS Courbet, TCG Oruçreis'e 1,82 km yaklaştığı ve 225 başta seyrini sürdürdüğü bilgisi de çizimde yer aldı.

Fransız Komisyon Başkanı Christian Cambon, Türk Büyükelçisinin sorularına cevap vermek yerine iki Türk savaş gemisinin bölgedeki varlığından duyulan rahatsızlığı dile getirdi. Nakliye platformunun neden iki harp gemisi ile korunduğu sorusu üzerine Paris Büyükelçisi, olaydan yedi saat önce şilebin NATO adına İtalyan Donanması'nca kontrol edildiği, bundan dört saat sonra ise bir Yunan fırkateyninin gemiyi yeniden teftiş ettiğini belirtti. İki defa üst üste arama yapılmasının bir anormallik olarak görülmesinin ardından Türk gemilerine koruma çağrısı yapıldığını sözlerine ekleyen Musa, gelişmeden hemen önce de Fransız gemisinin üçüncü bir kontrole yeltendiğini belirtti. Cambon'un “Geminin taşıdığı kargo hakkında bir şüphe olabilir mi?” sorusu üzerine Türk tarafı “Eğer bir şüphe varsa daha ilk aramada geminin bırakılmaması gerekirdi.” yanıtını verdi. Fransız yetkili ise “İki savaş gemisi arasında hareket eden bir platform dikkat çeker. İnsani yardım taşıyan bir vasıta böyle bir korumaya ihtiyaç duymaz.” sözleriyle tezini savundu. 

Bu olaydan sonra Fransa, NATO'nun Akdeniz'deki Deniz Muhafızı Harekâtı'ndan çekildiğini duyurmuştu. Fransız medyasında şimdi ülkenin NATO'nun bu tür operasyonlarından çekilmesi konuşulmaya başlandı.