Ege'de adaların kıta sahanlığını bahane ederek deniz ve hava sınırlarını tek taraflı genişletmek için her türlü yola başvuran Yunanistan, kendi kalesine gol attı.
Doğu Akdeniz'de tespit edilen hidrokarbon yatakları nedeniyle önemi birkaç kat artan münhasır ekonomik bölge sorununda Türkiye'nin lehine, emsal bir gelişme yaşandı. Yunanistan, İtalya ile İyon Denizi'ndeki egemenlik haklarını paylaştıran bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzaladı. Atina'nın bazı tavizler verdiği belirtilen anlaşmada, Yunan tarafının 1977 ve 1982 MEB sözleşmelerinden daha geri bir noktada olduğu belirtiliyor. Bahse konu gelişme hakkında muhalefet, İyon Denizi'nde Yunan haklarından vazgeçilerek “yalnızca anlaşma imzalamak için anlaşma imzalandığı” görüşünü savunuyor.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY)'nin hâlen Ege ve Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı ve MEB üzerine tek taraflı iddialarını sürdürüyor. Ankara'yı AB nezdinde ve mümkün olan uluslararası her alanda diplomatik baskı altına almaya çalışan Rum ve Yunan tarafı ise yeni adımlar atmaya hazırlık yapıyor.
Yunanistan, özellikle Ege'de adaların ana karalar gibi deniz yetki alanı olduğunu savunarak hava ve deniz sorumluluk bölgelerini tek taraflı olarak genişletme kararı alsa da bu durum, uluslararası alanda pek kabul görmedi. İtalya ile imzalanan anlaşmada ise MEB sınırları belirlenirken hesaplamalara adaların alanları dâhil edilmedi. Bu durum, Ege ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin elindeki kozları güçlendirecek bir emsal teşkil ediyor.
