Ukrayna savaşının drone tehdidiyle değişen dinamiklerine karşı Avrupa orduları tanklara yeniden yatırım yaparken, Fransız analistten Paris’in Leclerc sonrası ağır zırhlı kapasitede kalıcı gerileme riskine dair kritik uyarı.
Léo Péria-Peigné tarafından Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde (L’Ifri) hazırlanan son çalışma, ana muharebe tanklarının geleceğini ve Avrupa savunma sanayisindeki dengeleri mercek altına aldı. Rapor, Ukrayna Savaşı’nın tanklara yönelik drone tehdidi ve adaptasyon gereksinimlerini ortaya koyarken, özellikle Fransa’nın ağır zırhlı kapasitesindeki kritik gerileme riskine dikkat çekiyor.
Ukrayna’da 5.000 Tank Kaybı: Drone Tehdidinin Gerçek Yüzü
Şubat 2022’den bu yana Rus ve Ukrayna kuvvetleri 5.000’den fazla muharebe tankı kaybetti. Bu kayıp, mevcut Avrupa tank parkının tamamından daha büyük bir sayıyı ifade ediyor. Sovyet doktrininin ana unsuru olan tanklar, sayıları giderek artan İHA’lar (drone) için önemli bir hedef haline geldi.
Analist Péria-Peigné, drone saldırılarının sıkça medyada yer almasının, tankların modern savaş alanında “demode olduğu” sonucunu doğurduğunu belirtiyor. Ancak raporda, kayıpların daha ayrıntılı incelenmesiyle bu görüşün yumuşatılması gerektiği vurgulanıyor:
- Çoklu Tehdit: Tank kayıplarının asıl nedeni nadiren dronlar olup, çoğunlukla mayınlar, topçu ateşi veya diğer tanksavar silahları gibi unsurların birleşimiyle meydana geliyor.
- Drone Rolü: Dronlar genellikle hareketsiz kalmış veya terk edilmiş zırhlıları tamamen imha etmek ve geri kazanılmalarını önlemek amacıyla kullanılıyor.
Muharebe sahasının şeffaflaşmasına karşın, tanklar piyadeye ateş desteği sağlamak ve doğrudan görüş hattının ötesine atış yapmak gibi rollerle kullanılmaya devam ediyor. Bu adaptasyonlar ve anti-drone kafesleri gibi taktiksel yenilikler tank kayıplarını azaltmaya yardımcı oldu.
Avrupa Tanklara Yeniden Yatırım Yapıyor: Alman ve Kore Endüstrisi Yükselişte
On yıl önce tank sayısını azaltan veya tanktan tamamen vazgeçen Avrupa orduları, tankların müşterek kuvvetler muharebesinin vazgeçilmez bir unsuru olmaya devam etmesi nedeniyle büyük çaplı bir yeniden yatırım sürecine girdi. Çoğu Avrupa ülkesi yeni tank tedarik programları başlatıyor ya da mevcut filolarını modernize ediyor.
Bu yeniden canlanma, özellikle Leopard 2 ile Avrupa’da en yaygın modern tanka sahip olan Alman sanayisine yarıyor. Tarihsel Avrupalı üreticilerin (Birleşik Krallık, İtalya, Fransa) tank üretimini durdurması nedeniyle, Almanya’nın bu neredeyse tekel konumu, Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri gibi Avrupa dışı aktörlerin kıtasal pazarda sözleşmeler almasına yol açtı.
Gelecek nesil tanklar için küresel rekabetin de büyük ihtimalle Alman ve Güney Koreli sanayiler arasında şekilleneceği öngörülüyor.
Fransa’nın Zırhlı Çıkmazı: Yeni Tanklar En Erken 2045’te
Fransa, Avrupa’daki ağır zırhlı kuvvetlerin bu yeniden güçlenme dinamiğinin şimdilik dışında kalıyor. Ulusal tank parkı modernizasyonu sınırlı kalmakta ve hizmetteki tank sayısında bir artış öngörülmemektedir.
Leclerc tankının üretimi on beş yıldan fazla bir süre önce durdurulmuş durumda ve yeniden başlatılması imkânsız görünüyor. Mevcut en iyi senaryoya göre, Leclerc’in halefi olan yeni nesil tanklar, en erken 2045’ten önce kuvvetlere giremeyecek.
Bu durum, Fransa’nın potansiyel bir zırhlı kapasite boşluğuyla karşı karşıya kalma riskini artırıyor. Fransız-Alman iş birliği (MGCS) ise sanayi ortakları arasındaki dengesizlik ve iki ordunun ihtiyaçları arasındaki fark nedeniyle zorlu olmaya devam ediyor. Berlin’in bağımsız bir çözüm geliştirebilecek mali ve teknik güce sahip olması, Fransa için alternatif arayışlarını zorunlu kılıyor.
İtibar Kaybı Riski
Analizin sonucunda, 2000’li yılların başında gündeme gelen Fransız ordusunun tanktan vazgeçmesi fikrinin güncelliğini yitirdiği belirtiliyor.
Fransız-Alman iş birliğine alternatifler sınırlı olsa da, hazır alım seçeneklerinin yanı sıra, ulusal bir çaba ile ara bir Fransız çözümü geliştirme potansiyeli hala mevcuttur. Rapor, 2030’dan itibaren Atlantik İttifakı bünyesinde bir kolorduya komuta etme iddiasını desteklemek için Fransa’nın ağır unsurunu yeniden güçlendirmesinin vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.
Fransa’nın, bin adedin üzerinde tank hedefleyen Polonya veya Alman planlarıyla boy ölçüşmese bile, süregelen Avrupa yeniden silahlanma dinamiğine daha kararlı bir biçimde dâhil olması gerektiği, aksi takdirde kalıcı bir itibar kaybının kaçınılmaz olacağı uyarısı yapılıyor.
Kaynak: C4Defence / L’Ifri




































