Gazze’de İsrail Zırhlı Birliklerindeki Zafiyetler
Kasım 30, 2023Uzayda-Konuşlu Kabiliyetler ve Ay’da Savaş
Kasım 30, 2023Ukrayna’dan İsrail’e Geçilemez
Yirmi birinci yüzyılın başlangıçtaki yılları birbiri ardına tamamlanırken, dünyanın birçok bölgesinde yeni yeni sıcak olaylar ortaya çıkmıştır. Birinci Dünya Savaşı öncesi yıllarda gündeme gelmiş olan birçok siyasal sorun güncellik kazanarak, uluslararası alanda daha hareketli bir dönemin başlamasına giden yolu açmışlardır. Yirminci yüzyılın ortalarına doğru dünya olayları ilerlerken bazı sorunlar çözümsüz kalmış ve bunlar Soğuk Savaş döneminin son yıllarında yeniden canlanarak ortaya çıkmışlardır. Üç bin yıllık din savaşlarının gerginliği olarak Hristiyan ve Musevi dinleri Avrupa kıtası üzerinde çekişirken, sekizinci yüzyıla doğru ortaya çıkan üçüncü tek tanrılı din olarak Müslümanlık öne çıkarak, sonraki dönemlerde üç tek tanrılı din arasında büyük bir yarış ve rekabetin gün yüzüne çıkmasına neden olmuştur. Üç kıta arasında yer alan yeryüzünün ortak tarihi bu yüzden üç büyük din arasındaki çekişmeler ile biçimlenirken; üç kıta üzerinde yeni büyük devletler kuran çeşitli insan toplulukları, bu topraklar üzerinde egemenlik düzenleri kurarak bugün yaşanmakta olan yirmi birinci asrın son yıllarına kadar gelmişlerdir. Antik çağlarda Yahudi topluluklarının büyük devletler kurarak merkezi bölgeye egemen olma çabaları, daha sonraki aşamada Mezopotamya ve Avrupa kıtası üzerinde biçimlenen Babil Krallığı ile Roma İmparatorluğu gibi iki büyük imparatorluğun güç kazanması ile gerilerde kalmış ve peş peşe kurulan iki büyük Yahudi devleti Babil ve Roma krallıklarının savaşarak kurdukları hegemonya düzenleri yüzünden, daha sonraki aşamalarda merkezi alandaki Yahudi topluluklarının göç etmelerine ve bu doğrultuda dünyanın her bölgesine dağılarak birbirinden uzak topraklarda farklı devletlerin kurulmasına elverişli ortamlar yaratılmıştır. Daha sonraki aşamalarda önce Hristiyanların ve sonra da Müslüman topluluklarının merkezi coğrafyada at koşturmaya başlamaları üzerine önce Roma ve Bizans gibi Hristiyan imparatorluklar kurulmuş, İslamiyet’in yeni bir din olarak oluşumundan sonra da: Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı gibi dört büyük Müslüman devlet oluşturularak merkezi alandaki otorite boşluğu alanları doldurulmuştur.
Makalenin devamını okumak için tıklayınız.