Bu yıl ilk kez T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen IDEF 2017 13’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, geçtiğimiz bir yılı içeride ve dışarıda birçok sorunla geçiren ve güvenlik güçlerinin caydırıcılığı tartışmalı hâle gelen Türkiye için uluslararası kamuoyuna bir mesaj teşkil etti: “Biz dimdik ayaktayız. Her zamankinden daha güçlüyüz!”

Hendek operasyonları, Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki çatışmalar, Rusya krizi, 15 Temmuz derken, yakın geçmişte yoğun mesai ve yıpranma süreci geçiren Türk Silahlı Kuvvetleri, toparlanma ve yeniden yapılanma aşamasında en büyük desteği Türk savunma sanayinden görüyor. Ayrıca, bazı ülkelerin başlattığı ambargo kapsamında tedarik kanalları kesintiye uğratılmaya çalışılan Türkiye, savunma sanayinin bugünlere gelişinde önemli rol oynayan Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında uğradığı ambargoyu hatırlatmak istercesine, IDEF sırasında yerli sanayinin geliştirdiği özgün ürünleriyle boy gösterdi. Bir yanda TUSAŞ/TAI standındaki T625, ROKETSAN standındaki havadan havaya füzeler Gökdoğan ve Bozdoğan, ASELSAN’ın her bölümünden ayrı ayrı fışkıran son teknolojili rekabetçi çözümler ve MKEK’in Yavuz’u; diğer yandan tedarik zincirinin ve kabiliyet kazanımının ülkenin en ücra köşesine kadar yayıldığını gösteren KOBİ’ler ve hatta gelecek için şimdiden taşın altına ellerini koymaya çalışan üniversite öğrencileri… Hepsi, Türkiye’nin caydırıcılığının test edilmemesi gerektiğini birinci ağızdan haykırdı. Uluslararası kamuoyunun bundan kendine nasıl bir pay çıkaracağını, zaman gösterecek. Ancak kesin olan bir şey var ki, Türk savunma sanayi, üzerine düşen görevin farkında ve kenetlenmiş bir şekilde yoluna devam ediyor.