Türkiye'nin ilk online savunma sanayi dergisi. Turkey’s first online defence industry magazine.
Salı, Ekim 28, 2025
C4Defence
C4Defence 20. Yıl
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • Tümünü Gör
    • GÜNDEM
    • Duyurular
    • Dergiden Haberler
    • Fuar
    Türkiye ziyareti: Keir Starmer ve askeri personel, Mürted Hava Meydanı'nda Eurofighter Typhoon savaş uçağı önünde.

    Türkiye ve Birleşik Krallık’tan Dev Uçak Anlaşması: 20 Typhoon Savaş Uçağı İçin 8 Milyar Sterlinlik İmza

    Fincantieri'nin yeni DEEP entegre sualtı drone sistemi olan otonom sualtı aracı (AUV)

    Fincantieri, İlk Entegre Sualtı Drone Sistemini Tanıttı

    Türkiye'nin Milli Hücumbot Projesi ilk blok omurga kızağa alma töreni

    Milli Hücumbot’ta İlk Blok Kızağa Alındı

    Altınay Savunma Teknolojileri (DASAL) üretim tesisinde imal edilen ağır sınıf insansız hava araçları (İHA) ve drone sistemleri.

    Altınay Savunma Tam Kapasitede: Ciro Hedefi $70 Milyonu Aştı

    Hanwha'nın ADEX 2025'te sergilenen 105mm'lik topa sahip Tigon MCV-105 8x8 zırhlı aracının maketi.

    Güney Kore Gücünü Sergiledi: 8×8 Tigon MCV-105

    Avrupa'nın Uzaydaki Geleceği: Airbus, Leonardo, Thales Ortaklığı

    Airbus, Leonardo ve Thales Uzayda Güçlerini Birleştiriyor

    Nusret-2025 Davet Tatbikatı kapsamında Çanakkale veya Saros Körfezi'nde iskelede bekleyen mayın avlama gemileri.

    Nusret-2025 Davet Tatbikatı Çanakkale ve Saros Körfezi’nde Başladı

    TAYFUN Balistik Füzesi Başarılı Test Atışı Roketsan

    TAYFUN Füzesinde Kritik Eşik Aşıldı: Kafile Kabul Atışı Tamam! Stratejik Stoklar Hızla Artıyor

    İskandinav Ülkeleri Ortak İHA Alımı Başlattı

  • Savunma Sanayi
    • Tümünü Gör
    • Türk Savunma Sanayi
    • Kara Araçları
    • Hava Araçları
    • Deniz Araçları
    • Projeler
    NATO, Dynamic Messenger 2025 ile Deniz Gücünü Geleceğe Taşıdı

    NATO, Dynamic Messenger 2025 ile Deniz Gücünü Geleceğe Taşıdı

    CENTCOM Askeri İnovasyonu Hızlandırıyor

    CENTCOM Askeri İnovasyonu Hızlandırıyor

    Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7-8 Ekim’de Ankara’da

    Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7-8 Ekim’de Ankara’da

    Saab NATO’nun Yeni Su Altı Harp Projesine Liderlik Edecek

    Saab NATO’nun Yeni Su Altı Harp Projesine Liderlik Edecek

    TEI Millî Motorları ve Millî Bremzeleriyle TEKNOFEST İstanbul Sahnesinde

    TEI Millî Motorları ve Millî Bremzeleriyle TEKNOFEST İstanbul Sahnesinde

    Deprem Hafızası, Afet Yönetimi ve Savunma Sanayii: Bilimle Dirençli Bir Gelecek

    Deprem Hafızası, Afet Yönetimi ve Savunma Sanayii: Bilimle Dirençli Bir Gelecek

    Tarih, Sanayi ve Hafıza: Cumhuriyet’in 102. Yılında MKE İmalat-ı Harbiye Müzesi

    Tarih, Sanayi ve Hafıza: Cumhuriyet’in 102. Yılında MKE İmalat-ı Harbiye Müzesi

    Türkiye’nin Savunma Sanayiinde “Muhteşem” Gelişim

    Türkiye’nin Savunma Sanayiinde “Muhteşem” Gelişim

    Nadir Toprak Elementleri ve Küresel Rekabet: Çin, ABD, Ukrayna ve Türkiye

    Nadir Toprak Elementleri ve Küresel Rekabet: Çin, ABD, Ukrayna ve Türkiye

  • Modernizasyon Sistemleri
    • Tümünü Gör
    • TSK Modernizasyon
    • SSB Projeleri
    • MSB Projeleri
    • Askeri Projeler
    • Robotik Sistemler
    • Yardımcı ve Alt Sistemler
    CENTCOM Askeri İnovasyonu Hızlandırıyor

    CENTCOM Askeri İnovasyonu Hızlandırıyor

    Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7-8 Ekim’de Ankara’da

    Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7-8 Ekim’de Ankara’da

    Saab NATO’nun Yeni Su Altı Harp Projesine Liderlik Edecek

    Saab NATO’nun Yeni Su Altı Harp Projesine Liderlik Edecek

    Lockheed Martin’den Geleceğin İnsansız Savaş Uçağı: Vectis

    Lockheed Martin’den Geleceğin İnsansız Savaş Uçağı: Vectis

    TEI Millî Motorları ve Millî Bremzeleriyle TEKNOFEST İstanbul Sahnesinde

    TEI Millî Motorları ve Millî Bremzeleriyle TEKNOFEST İstanbul Sahnesinde

    Roketsan, DSEI 2025’te Yeni Nesil Savunma Sistemlerini Tanıttı

    Roketsan, DSEI 2025’te Yeni Nesil Savunma Sistemlerini Tanıttı

    SARSILMAZ, DSEI 2025’te Sistemlerini Sergileyecek

    SARSILMAZ, DSEI 2025’te Sistemlerini Sergileyecek

    ALTAY Tankına MKE İmzası

    ALTAY Tankına MKE İmzası

    ASSAN Group’tan Kamuoyuna Açıklama

    ASSAN Group’tan Kamuoyuna Açıklama

  • Makaleler
    • Tümünü Gör
    • Sami Atalan
    • Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın
    • Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz

    Savaşlar Dünyamızı Sardı…

    KJ-600 Test Uçuşunda Görüntülendi

    Akıl Çağının Turnusolu: IDEF 2025

    Karadeniz Havzasındaki Savaş Devam Ederken…

    KJ-600 Test Uçuşunda Görüntülendi

    Savunma Tıbbı Sanayimiz Nerede?

    Barış, Savaşmaya Değer Tek Mücadele…

    Küresel Silahlanma ve Türkiye’nin Yeri…

    KJ-600 Test Uçuşunda Görüntülendi

    12. Dünya Acil Cerrahi Kongresi

    NATO; Dar Alanda Kısa Paslaşmalar…

    KJ-600 Test Uçuşunda Görüntülendi

    Tıbbi Taktik Planlamanın Felsefesi

  • Dergiler
  • Hakkımızda
    • Künye
    • KVKK Aydınlatma Metni
  • Türkçe
  • English
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
C4Defence
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
Home Makaleler Sami Atalan

Barış, Savaşmaya Değer Tek Mücadele…

Sami Atalan Yazar‎ ‎ Sami Atalan
4 Eylül 2025
— Sami Atalan
0

“Mekanik medeniyet, vahşetin en uç noktasına ulaşmış durumda.” Bu sözler, Nobel ödüllü büyük filozof Albert Camus tarafından 8 Ağustos 1945 yılında bir gazete köşesinde yazılmıştır. Bundan 80 yıl önce, İkinci Dünya Savaşı’nın “sona erdirilmesi” amacıyla Hiroşima kentine atılan ilk atom bombasının insanlık üzerinde yarattığı kaygıyı dile getirmektedir. Tüm dünya küresel bir şok etkisi altındayken, medya peş peşe teknolojik ve bilimsel “başarı”lardan bahsetmekteydi. Ancak Camus’nün bu tek cümlesi, hâlâ zihinlerde öncelikli olarak yer eden, sanayileşmenin ve mekanikleşmenin yol açtığı İkinci Dünya Savaşı’nın dehşetini özetlemektedir.

Aslında, Hitler Almanyası’nın teslimiyetinden sonra Japonya ile devam eden İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi an meselesiydi. ABD güçlerinin önünde üç seçenek bulunmaktaydı. Birinci seçenek, tüm planları hazırlanmış olan Japonya’nın askeri işgaliydi. Güneyde bulunan Kagoşima bölgesinin ve adasının önce işgal edilmesi, ardından 1946 yılında buradan diğer adalara ve başkente ulaşılması hedefleniyordu. Bu kapsamda büyük kaynakların bu noktaya odaklanması ve 2 ila 3 milyon ABD askerinin manevrası sonucunda, yaklaşık 500 bin kayıpla sonuca ulaşılacağı varsayılıyordu. Japonya’nın kayıplarının ise bunun dört ila beş katı olacağı öngörülmüştü.

İkinci çözüm yolu ise Yamato Hanedanı’ndan (MÖ 660) gelen İmparator Hirohito’nun tahtta kalmasının kabul edilmesiyle, yumuşatılmış barış şartları çerçevesinde savaşın diplomatik yollarla sona erdirilmesiydi. Ancak müttefikler arasındaki “dünya paylaşımı” hedefleri doğrultusunda, 17 Temmuz’da başlayan Potsdam Konferansı ve eş zamanlı olarak ABD Başkanı Truman’ın Japonya’ya yaptığı şartsız teslim çağrısıyla bu yol tamamen kapanmış oldu.

Üçüncü çözüm ise maliyeti 2 milyar USD (günümüzde yaklaşık 35,5 milyar USD) olan Manhattan Projesi’nin başarısına bağlıydı. Plütonyum ve uranyum-235 (uranyum-238 izotoplarının ayrıştırılmasıyla elde edilen) iki süper (fisyon) bombanın akıbeti bu çözümün temelini oluşturuyordu. Potsdam Konferansı’nın başladığı günün sabahında, Başkan Truman, ilk “atom fisyon bombasının” testinin başarılı olduğu bilgisini aldı. Bundan sonraki süreçte ise artık bilinen bir dönem başlar: Atom Çağı.

Bundan 80 yıl öncesini hatırlayıp günümüzdeki sorulara cevap aramanın ne kadar doğru olduğu bilinmez; fakat sizlerle bunu paylaşmamın nedeni, bugün hiç olmadığı kadar küresel dengelerde konuşulan bu konuya mesafeli bir bakış açısıyla yaklaşmamız gerektiğini düşünmemdir. İlk atom bombasının atılmasının ardından, savaşların artık imkânsız hâle geldiğini düşünen insanlar, 1949 yılında eski SSCB’nin de atom bombasına erişmesiyle birlikte iki kutuplu Soğuk Savaş döneminin başladığına tanıklık etmiştir.

Ülkelerin savunma ilkeleri değişmiş ve hızla ilk olarak Fisyon (A) ve 1952 sonrası Füzyon (H) bombasına erişim rekabeti başlamıştır, “Bombaya” sahip olan ülke küresel seviyede üstün askeri, diplomatik ve siyasi güçlere erişmektedir. Küba krizi sonrası, taktik seviyede kullanımı kolay olarak bilinen Obüs top (203mm) mermisinden, mayınlara kadar birçok fisyon silahı envanterden çekilmiş ve stratejik seviyede kullanımı yeniden düşünülmüştür. Bu silaha sahip beş ülke, nükleer silahların yayılmasını önlemek ve mevcut silahsızlanmayı sağlayıcı diplomatik bir anlaşmaya ulaşırlar. Barışçıl kullanımı teşvik eden ve koşuları sağlayan amacına uygun Temmuz 1968 yıllında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) sağlanır ve Mart 1970 yıllında yürürlüğe girer. Türkiye dahil toplam 190 fazla ülke imzalamış olup, hâlen yürürlüktedir, sadece Kuzey Kore sonradan (2003) çekilmiştir. 

Günümüzde dokuz ülkenin bu silaha sahip olduğu bilinmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimî üyesi dışında, NPT’yi imzalamamış olan Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore resmî olarak nükleer silah sahibi ülkelerdir. Fransızların desteğiyle İsrail’in ise sınırlı sayıda nükleer silaha sahip olduğuna inanılmakta ancak bu durum resmî olarak kabul edilmemektedir. İran gibi bazı ülkelerin ise bu silahları geliştirmek için gizli çalışmalar yürüttüğü bilinmektedir. Füzyon bombasına ulaşmak, uzun ve oldukça maliyetli bir süreçtir.

Çin ordusu, mevcutta sahip olduğu yaklaşık 300 adet nükleer (atom) harp başlığını 2030 yılına kadar 1000 adede çıkarmayı hedeflemekte ve bu yönde şimdiden adımlar atmaktadır. Fransa ise Avrupa Birliği ülkeleri için bir “nükleer şemsiye” oluşturma çabası içerisindedir. Tüm bu gelişmelerin gelecekteki küresel etkilerini şimdiden öngörmek ise oldukça zordur

Peki NATO nükleer güç olarak bunun neresinde?

NATO, öncelikle nükleer bir askerî ve diplomatik güçtür. Bunun anlamı yalnızca Atom bombasına sahip olmak değildir; aynı zamanda askerî birliklerin bu silahı kullanma yeteneğine, karşı önlemleri alma kapasitesine ve radyoaktif ortamda savaş imkânlarını sürdürebilme kabiliyetine sahip olunmasıdır. Bu bir bütündür. Yaklaşık 30 yıl boyunca zayıflatılmış ya da unutulmuş bu kabiliyetlerin yeniden kazanılması, NATO için öncelikli hedeflerden biridir.

NATO üyesi ülkelerin bu yöndeki yatırımlarının, gelecekte oldukça yüksek maliyetler doğuracağı öngörülmektedir. Az sayıda yeni üs inşa edilmesi planlandığından, mevcut üslerin ve askerî yapıların güçlendirilmesi veya yeniden hazırlanması gerekecektir. Sanayi bölgeleri ve toplumsal alanlarda benzer önlemlerin alınması ise siyasi otoritelerin iradesine ve olanaklarına bağlıdır. İnşa edilen harp araçları ve silah sistemlerine “NATO standardı” denildiğinde, bu bütünsel yapının ve yukarıda belirtilen kabiliyetlerin de bu kapsamda değerlendirildiğini unutmamalıyız.

NATO’nun nükleer caydırıcılık gücünü oluşturan, taktik seviyede kullanıma uygun B61 serisi uçak bombaları, önceden belirlenmiş Avrupa kıtasındaki beş bilinen (gizli) ülkede konuşlandırılmıştır. Bu doğrultuda, yeni ihtiyaçları karşılayacak F-35A gibi savaş uçaklarının tedarik süreci kısa süre içinde başlamış ve hızla şekillenmektedir. Avrasya bölgesinde süren Ukrayna Savaşı ve Rusya’nın her iki haftada bir bu konuya dolaylı olarak gönderme yapması, NATO’nun hazırlık süreçlerini yeniden canlandırmıştır. Otuz yıl aradan sonra maliyetli tatbikatlar ve simülasyonlar başlatılmış olup, eksikler belirlenmekte ve hazırlıklar yapılmaktadır.

Radyoaktif ortamlarda keşif, askerî manevra, iletişim, yaşam ve temizlenme (arıtılma) olanakları, yeni teknolojilerin gelişmesiyle birlikte kısmen kolaylaşmaktadır. Ancak büyük önem taşıyan gıda ve lojistik unutulmamalıdır; toplumsal hazırlık için genel eğitim şarttır. Bazı ilaçların temini veya üretimi öngörülmeli; tıbbî ve sağlık ekiplerinin bu şartlara hazırlıklı olması sağlanmalıdır. Askerî harp cerrahisinin önemi bu bağlamda hiç olmadığı kadar artmış; uzmanlık gerektiren sağlık personelinin yetiştirilmesi ise bir öncelik hâline gelmiştir.

Nükleer denildiğinde bunu yalnızca bir silah olarak algılamak yanlış olur. Aslında bu, kullanılmaması gereken; kullanıldığında ise küresel yaşamı sonlandırabilecek, adeta mahşer gününe giden bir yol anlamına gelir.

Rusya’nın sözlü provokasyonlarına karşılık olarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın iki balistik füzeli nükleer denizaltı (SSBN) için deniz karakolu devriyeleri emri vermesi, sonuçta fazladan bir deniz altının daha sahaya sürülmesi anlamına geliyor. Ancak inanın, bir fazlalık demek, askerî hazırlık açısından çok fazla “şeyin” değişmesi anlamına gelir.

Nobel ödüllü filozof Albert Camus’nün 80 yıl önce söylediği o cümlenin sonu ise şu şekildeydi:

“Yakın bir gelecekte, toplu intihar ile bilimsel gelişmelerin akıllıca kullanımı arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağız.”

Atom Çağı’nın başladığı 6 Ağustos 1945 yaz gününe geri döndünüz…

Önceki Haber

Afrika’ya Açılan Yeni Kapı: BAMEX’25

Sonraki Haber

Savunma Tıbbı Sanayimiz Nerede?

Sami Atalan

Sami Atalan

Sonraki Haber
KJ-600 Test Uçuşunda Görüntülendi

Savunma Tıbbı Sanayimiz Nerede?

  • Trendler
  • Yorumlar
  • Son Haberler
Anadolu Görev Grubu ve ZAHA’lar NEPTUNE STRIKE 25-3 Tatbikatında Görev Başında

Anadolu Görev Grubu ve ZAHA’lar NEPTUNE STRIKE 25-3 Tatbikatında Görev Başında

26 Eylül 2025
TEI, İnovaLİG’de “İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü” Kategorisinde Birinci Oldu

TEI, İnovaLİG’de “İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü” Kategorisinde Birinci Oldu

12 Ekim 2025
Trump-Putin Alaska Zirvesinde Barışın Peşinde Gitmek: Stratejik Düzlemde Artik Bölgesinde Değişen Jeopolitik Rekabet ve Güç Dengeleri

Trump-Putin Alaska Zirvesinde Barışın Peşinde Gitmek: Stratejik Düzlemde Artik Bölgesinde Değişen Jeopolitik Rekabet ve Güç Dengeleri

16 Eylül 2025

IDEF 2025: Türk Savunma Sanayiinin Küresel Vizyonu Sahne Aldı

28 Temmuz 2025
Danimarka, Elbit Systems İle Görüşüyor

Danimarka, Elbit Systems İle Görüşüyor

1
Hollanda, 14 Adet H225M Siparişi Verdi

Hollanda, 14 Adet H225M Siparişi Verdi

1
Türk Kara Araçlarında Hibrit Rüzgârı: IDEF 2023’de Kara Araç ve Sistemleri

Türk Kara Araçlarında Hibrit Rüzgârı: IDEF 2023’de Kara Araç ve Sistemleri

1
Mozhaisk Denizaltısı Rus Pasifik Filosuna Katıldı 

Mozhaisk Denizaltısı Rus Pasifik Filosuna Katıldı 

1
Türkiye ziyareti: Keir Starmer ve askeri personel, Mürted Hava Meydanı'nda Eurofighter Typhoon savaş uçağı önünde.

Türkiye ve Birleşik Krallık’tan Dev Uçak Anlaşması: 20 Typhoon Savaş Uçağı İçin 8 Milyar Sterlinlik İmza

27 Ekim 2025
Fincantieri'nin yeni DEEP entegre sualtı drone sistemi olan otonom sualtı aracı (AUV)

Fincantieri, İlk Entegre Sualtı Drone Sistemini Tanıttı

27 Ekim 2025
Türkiye'nin Milli Hücumbot Projesi ilk blok omurga kızağa alma töreni

Milli Hücumbot’ta İlk Blok Kızağa Alındı

27 Ekim 2025
Altınay Savunma Teknolojileri (DASAL) üretim tesisinde imal edilen ağır sınıf insansız hava araçları (İHA) ve drone sistemleri.

Altınay Savunma Tam Kapasitede: Ciro Hedefi $70 Milyonu Aştı

27 Ekim 2025

Popüler Haberler

  • Anadolu Görev Grubu ve ZAHA’lar NEPTUNE STRIKE 25-3 Tatbikatında Görev Başında

    Anadolu Görev Grubu ve ZAHA’lar NEPTUNE STRIKE 25-3 Tatbikatında Görev Başında

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • TEI, İnovaLİG’de “İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü” Kategorisinde Birinci Oldu

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • Trump-Putin Alaska Zirvesinde Barışın Peşinde Gitmek: Stratejik Düzlemde Artik Bölgesinde Değişen Jeopolitik Rekabet ve Güç Dengeleri

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • IDEF 2025: Türk Savunma Sanayiinin Küresel Vizyonu Sahne Aldı

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
  • Sami Atalan, “Askeri DATA” ile IDEF’15’te

    0 Paylaşım
    Share 0 Tweet 0
C4Defence

Mildata Ltd All rights reserved.

Turkey’s first online defence industry magazine.

Follow Us

Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Göster
  • Ana Sayfa
  • Haberler
    • GÜNDEM
    • Duyurular
    • Dergiden Haberler
    • Fuar
  • Savunma Sanayi
    • Türk Savunma Sanayi
    • Kara Araçları
    • Hava Araçları
    • Deniz Araçları
    • Projeler
    • İhracat
    • Uzay
  • Modernizasyon Sistemleri
    • TSK Modernizasyon
    • SSB Projeleri
    • MSB Projeleri
    • Askeri Projeler
    • Robotik Sistemler
    • Yardımcı ve Alt Sistemler
  • Makaleler
    • Sami Atalan
    • Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın
    • Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz
  • Dergiler
  • Hakkımızda
    • Künye
    • KVKK Aydınlatma Metni

Mildata Ltd All rights reserved.