Tıbbi taktik planlamanın mutlak bir gereksinim olduğu felsefesini yakalayamayan ve gereğini ciddiyetle ele almayan ülkeler, olası güncel savaş dinamiklerinde tahmin ettiklerinden çok daha büyük acıları yaşayacak olmaktan kendilerini asla kurtaramayacaklardır. Bunu öngörmek için çok büyük bir yeteneğe sahip olmak gerekmez. Düşünme yeteneğine sahip olan herkesin çok kolay ulaşabileceği bir gerçektir bu. Sadece “kaygılanıyor olmak”, anlamak için yeterli neden olacaktır.
Herkesin kolaylıkla hatırlayabileceği çok basit bir matematik sorusunun senaryosunda iki araçtan bahsedilir. Ve bu iki aracın aralarındaki mesafeyi en kısa sürede alabilmeleri için seçeneklerden hangisinin en doğru yaklaşım yöntemi olacağı sorulur. Sonuçta da seçenekler arasında var olan “her iki uçta yer alan araçların birbirlerine doğru aynı anda harekete geçmeleri durumunda” şıkkı doğru cevabı oluşturacaktır.
Bu cevabın mantığı son 50 yıllık askeri sağlık hizmetleri konseptinin temel mekanizmasıdır. Yaralının, kendisine yaşam kurtarıcı müdahalelerin yapılacağı sağlık personeli ve merkezine doğru; merkezin veya sağlık personelinin ise yaralıya doğru hızla mobilize edildiği seçenekler yaratılmaya çalışılır. Çünkü yaralanma sonrası erken müdahalenin yaşam kurtarıcı olduğu artık kesin bilinen bir gerçektir. Kanayan damar ne kadar erken durdurulabilirse, yaralının sağ kalım şansı o kadar yüksek olacaktır.
Çağımızda Echelon (Eşel okunur) Mekik Tahliye Sistemi’nin ana ekseni üzerinde belirlenen tüm görevler (Role olarak tanımlanır) üzerinde yapılan deneme çalışmaları esasında bu süreyi mümkün olduğunca kısaltabilme arayışlarını içerir.
Yaralıya müdahale edecek hekimi veya ekibi bir an önce yaralıyla buluşturabilmek hedeflenir. Yaralı ile ona müdahale edecek ekip veya donanım şeklinin bir an önce buluşturulması arzu edilir. Yaralanma ile kesin tedavi arasındaki zaman ve mekân üzerinde yeni seçenekler oluşturulmaya çalışılır.
Sadece savaşlarda değil, terör saldırılarında, güncel vahşi doğa ortamlarında, kötü koşullara sahip ortamlardaki yaralanmalarda da bu konsept daima geçerli olan bir uygulama tarzıdır.
Yaralıyı güvenli bölgeye almak, ona yaşamsal müdahalelerde bulunmak ve cerrahi girişim yapılacak olan Rol-2 Cerrahi Ünitesine teslim etmek; koşullara, coğrafi alana ve sürecinden özgün dinamiğine bağlı farklılıklar içerecektir. Taktik planlama yeteneği tam burası için yaşamsal öneme sahiptir. Tek bir plan her türlü koşul ve ortam için uygun olmayacaktır. Her ortam ve koşulun bambaşka süreçleri doğrurabileceği düşüncesiyle esnek ve uyarlanabilir taktik tıbbi planlamalar yapılmalıdır.
Mobil cerrahi üniteleri de bu ihtiyaçtan ve düşünceden doğmuştur.
Daha az personelle bu görevi nasıl daha etkin bir şekilde icra edebilirim? Daha hafif malzeme ile bu görevi nasıl yerine getirebilirim? düşüncesinden doğmuştur.
Bu ekiplerin eğitimleri planlanmıştır. Günümüzde cephede veya düşük yoğunluklu çatışma bölgelerinde konuşlandırılan tıbbi birimlerde cerrahi branşlara ait tüm disiplinlerden en 9-10 cerrah görevlendirilirken; travma cerrahisi müfredatı ile yetişmiş üç cerrah ve bir anestezist bu vardiyayı son derece sağlıklı ve tasarruflu bir şekilde yürütebilecektir.
Gereksiz iş yükü ve personel verimliliği zaafiyeti oluşmayacaktır.
Az sayıda yetkin ve etkin personelle aynı görev çok daha kaliteli hizmet yürütebilecektir.
Mobilize ekipler ve donatılar, sadece hasar kontrol resüsitasyonu ve cerrahisi yapmak üzere konumlandırılmış seyyar cerrahi ekipleri olulşturulmalıdır. Bunlar kendileri için uygun olan her ortama son derece çabuk adapte olup, ameliyat yapabilirler.
Bu tür ekiplerin oluşturulmuş olması da aslında bir anlamda yeterli olmayacağı aşikârdır. Ona hızla yaralı getirmek ve ihtiyacı olan tıbbi lojistiği sürekli kılmak gerekecektir.
Askeri sağlık hizmetlerinin asli görevi de tam olarak budur.
Mesela ABD’de 2019 yılında yürürlüğe sokulan “Austere Resuscitative Surgical Care” ekibi aynı yıl bir klinik uygulama kılavuzu yayınladı. Bu kılavuz tam olarak mobil cerrahi ekibin yeteneklerini artırmaya, kıt kaynakla etkin işler başarmaya ve “sistemdeki küçük eksikleri ne yapabiliriz de kapatabiliriz?” düşüncesine ağırlık vermiştir. Bu ekipler geleneksel Rol-2 kapsamında görev yapan unsurlara göre çok daha çevik ve manevra kabiliyetine sahip oluşumlardır. Yaralanma alanına yakın çalışma yetenekleri vardır.
Yaralanmaların daha ileri merkeze taşınabilmesi için gerekli olan ilk müdahalenin gerçekleştirildiği yerler bu bakım merkezleridir. Bu merkezlerin kendilerinden beklenen hizmetleri verebilmeleri için eğitim almaları gerekir.
Eğitim olmadan hiçbir ilerleme olmaz, olması söz konusu edilemez. Bu süreç sadece bireyin değil, ekibinin de senkron çalışması için gereken becerileri edinmesini zorunlu kılan bir süreçtir. Komplike ve karmaşık yaralanmalar ancak bu şekilde en etkin bir şekilde sağaltılabilir. Travmalı olgunun en gelişmiş teknolojiler eşliğinde nasıl daha güvenli bir şekilde sağ kalabileceğini sağlayan rehberler planlanmalı ve herkes için mutlak bir zorunluluk olarak yürürlüğe sokulmalıdır.
Basit bir yaralanmadan çok komplike yaralanmalara kadar değişen ölçekteki yaralanma olgularında yaşamsal etki bırakacak ameliyatların bir an önce yapılması gerekir. Resüsitatif işlemlerin ve sonrasındaki bakım sürecinin tüm dinamiklerine yönelik detaylı eğitim verilmelidir. Bir yaralıya nasıl müdahale edilir, bir yaralı nasıl taşınır ya da nakledilemeyecekse sahada tıbbi bakım süreci nasıl idame ettirilir? konusu iyi bilinmelidir.
Tüm bunlar kişiden kişiye değişmemeli ve bir doktrin olarak her bir görevliye öğretilmelidir. Bir veya daha fazla çalıştayla ulaşılan uygulama biçimleri olanca detaylarıyla bir rehber kitap hâline getirilmeli ve o sorumluluk sahasında bulunan tüm disiplinlerin temsilcileri kurallara uymalıdır. Rehberin, tüm personel unsurlarına öğretilmiş olması beklenir. Harekât sahasında görev yapan ve yaralanması muhtemel her askerin kendisine en üst düzeyde sağlık hizmeti verilmesini beklemesi onun ulvi bir hakkıdır.
Bu hakkı sağlamak da biz askeri sağlık hizmetleri belirleyicilerinin mutlak bir sorumluluğudur.
Hem planlayıcıların hem uygulayıcıların harekât sahasında tıbbi taktik planlama felsefesine hâkim olması çağımızın beklentisidir. Sağlık harekâtı planlaması yapılmayan operasyonlar çok ağır cezai ve manevi sorumluluk yükleyecektir. Kaldıki günümüz savaşlarında bu planların modası geçmiş veya “mış” gibi planlarla geçiştirilmesi kabul edilebilir bir ihmalkarlık olmayacaktır.
Değiştirilebilir, esnetilebilir ve genişletilebilir taktik tıbbi planlar her zaman koşullara uygun bir hâlde modifiye edilebilir olmalıdır. Ancak bu takdirde olası yaralanmalarda en yüksek sağ kalım oranları yakalanabilir.
Bir operasyonda kaç rol üstlenilmesi gerekiyorsa o kadar sayıda rol mevcut olacaktır. Roller esasında çok bilindiği şekliyle sadece Rol 1- 4 değil, gerçekte ihtiyaç duyulduğu kadar çok sayıda olmalıdır.
Tıbbi taktik felsefenin gücü bir ordunun sağlık hizmetlerindeki yüksek etkinliğini oluşturacaktır. Bir satranç oynar gibi planlama yapılmalı ve sonuç alınmalıdır.
Her bir operasyon sahası, ayrı ayrı ve özgün taktik tıbbi planlama gerektirir. İnsan gücü kayıplarını en aza indirmiş toplumlar, gerçekte en gelişmiş toplumlardır. Bir tek canın bile yitirilmesine müsamaha gösterilmez.
Yitirdiklerimiz birer nesne değil, her biri sevenleri ve sevdikleri olan birer insandır. Onlar her biri geleceğimizi kurtarma potansiyeline sahip birer kahramandır. En önden gidenlerdir.





































