TAI’nin özgün helikopteri fuarı bekliyor
Mayıs 7, 2017
Hürkuş, Fuarı Bekliyor
Mayıs 9, 2017
Silah Ambargolarından, Bugüne…

Soğuk Savaş’ın, NATO şemsiyesi altında kendimizi güvende hissettiğimiz günleriydi. O günün koşullarında yaşamsal riskler aldığımızı ise, gerçek anlamıyla yıllar sonra çok daha iyi anlayacaktık…

Sovyetler Birliği’nin Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirme planıyla patlak veren Küba Krizi’nin aynı zamanda bir Türkiye pazarlığı olduğunu, o pazarlığın Sovyetler’in geri adım atmasıyla sonuçlanmaması hâlinde yaşanacak bir nükleer hesaplaşmada kutsal vatanımızın ilk hedeflerden biri olduğunu da görecektik…
1960’lı yıllarda Soğuk Savaş’ın dengeleri, önce darbelerin başlangıcı devamında da “kanat ülkesi” olarak nükleer pazarlıkların güzel vatanımızı hedef alması olarak gerçekleşecekti.
Aynı dönemde, beklenmedik bir “ulusal kimlikli” krizle karşılaştık: Kıbrıs…
Kıbrıs’ta bir din adamı, Başpiskopos Makarios, cumhurbaşkanlığı makamında oturuyordu. 13 maddelik bir anayasa değişikliği ile, 27 Mayıs Darbesi’nin idam ettiği, dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun bir “diplomatik şaheseri” olan 1959 Zürih Anlaşması’nı da ortadan kaldırmaya çalışıyordu. 13 maddelik değişikliğin kabul edilmeyeceğini biliyor fakat, o anlaşmayı onaylamış Karamanlis Hükümeti’nin yerini alan, Atina’daki Papandreu Yönetimi’nin kendisini sonuna kadar destekleyeceğine inanıyordu.
20 Aralık’ı 21 Aralık’a bağlayan o karanlık gecede saldırdı!.. Saldırı, silahsız ve savunmasız Türkler’in katliamı niteliğindeydi… Türkiye için “Kıbrıs sorunu”, Kanlı Noel olarak tarihe geçecek o gecede fiilen başladı…

Buy now
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez (Cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayınız.