Aslında, günümüzün Rus dış politikasının temelini atan Yevgeni Primakov’un 1996’da başlattığı hareket, o günün koşullarında “hayalci ve sonuca asla ulaşamayacak” bir kimlik taşıyordu.
1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte başlayan “Sovyetler Birliği yıkım sürecinde” yaşanılanlar, yerine gelen Rusya Federasyonu’nun o günlerdeki durumu, “yeniden küresel güç ve kendi rotasının devleti” kimlikli bu stratejinin başarılı olamayacağını gösteriyordu.