ASELSAN İletişim Sistemleri Devrede
Şubat 13, 2023Savunma Sanayii Teknolojileri Afet Bölgesinde
Şubat 13, 2023Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz Soruları Yanıtladı
Afet Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz, dün gece NTV & Star TV ortak yayınına konuk olarak deprem bölgelerindeki sağlık organizasyonları hakkında açıklamalarda bulundu.
Eryılmaz, insanların fiziki güven konumuna ilişkin yöneltilen soruya, “Şu ana kadar mevcut literatürdeki hiçbir önlem insanların bu gibi bir bina göçüğünde nerede durmaları gerektiği konusundaki seçeneklerini yeterli bulmamış. Eğer olsaydı zaten bütün literatür bütün eğitim bilimleri bunu verirdi. Yaşam üçgeni, bir koltuğun yanına, bir masanın altına girin gibi önlemlerin hiçbirinin öğretilmiş realitesi yok. Yani siz o deprem altında yer kürenin, toprağın o korkunç salınımını hissettiğinizde zaten uzaydaki konumunuzu nörolojik olarak kaybediyorsunuz tutunacak bir yeri refleks olarak arıyorsunuz. Sabahın dört buçuğunda sizi yatağınızda bulan bir depremin, yer hareketinin sizde uyandıracağı bilinç düzeyi ve sizin o bilinç düzeyine sahip olup da nerede kendinizi koruyacağınız tamamen refleks ve şansa kalmış.” dedi.
Program sunucusu Mesut Yar’ın, Eryılmaz’a yönelttiği bir diğer soru ise, “Afetler içinde Türkiye’nin gündemine birinci sıradan yerleşen deprem felaketinde insanların tam olarak yapması gereken atması gereken adım nedir?” oldu.
Eryılmaz, “Türkiye’de 1999 deneyimi bizi bu afet potansiyellerinin bir farkındalığına ulaştırdı. Bütün akademisyenler, bürokratlar, vatandaşlar dediler ki; ‘bu topraklar bu coğrafya bir deprem coğrafyası.’ Fakat dediğiniz gibi deprem Türkiye’de en sık görülen potansiyellerden bir tanesi. Her deprem ölümcül değil her deprem afet yaratmıyor. Ya da Japonya’da 9 şiddetinde bir deprem afete neden olmuyor bunu çok iyi biliyoruz artık. Buradaki konu şu, Türkiye’deki bütün afet potansiyellerinin bir sınıflamasını yaptık. En sık görülen doğa olayı Türkiye’de ‘sel’. İnsanların en fazla karşılaştığı potansiyel. Geçtiğimiz sene yazın yangın gördük. Trafik kazaları, her türlü iklim değişikliğine bağlı yüksek ısılar. Bunun gibi sonsuz bir çizgide seçenekler var hepsi ayrı ayrı afet potansiyeli oluşturabilecek seçenekler Türkiye’de. Türkiye’ye geldiğinizde birinci sırada deprem var çünkü ölümcüllüğü çok yüksek. Biz depremde kaybettiğimiz insanlarımızı künt travma nedeniyle kaybediyoruz. Künt travma ne demek üzerinize beton bloklar yıkılıyor ve siz eziliyorsunuz ya da kafa travması, ekstremite travması; uzuvlarınız, kollarınız, ayaklarınız eziliyor kırılıyor. Göğsünüz eziliyor. Şimdi burada gerçek şu bugün yaşadığımız gerçekle bu akşamdan itibaren 30.000 vatandaşımızı kaybettik. 80.000 yaralı ve bunun ötesinde 100.000-150.000 ülke içinde göçler var. Bunların getireceği diğer sağlık sorunları var. Bir kere şu an tespit etmemiz gereken şey ortadaki büyük hacimli sağlık hizmeti ihtiyacı. Burada uzun bir yola ihtiyacımız var. Bir günlük, bir haftalık, iki haftalık değil. Postdramatik stres bozukluğu sadece depremzedelere değil uzaktaki kişiler olan bizlere de yansımaları oluyor. Bugün, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) açıkladı; ülkemizde 5.5’in üzerinde büyüklükte 485 diri fay varmış biz daha neyi bekliyoruz. Bizim gerçeğimize göre baktığınızda Türkiye’de biz bunları bir şekilde önümüzde almak zorundayız.” ifadelerini aktardı.