Gerald R. Ford Sınıfına Üçüncü Gemi
Ağustos 28, 2017
SNC ve TAI Tasarımı Elendi
Eylül 5, 2017
Kuzey Kore ile İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Yaygın kanaatin aksine Kuzey Kore, Çin’e sırtını dayayan fakir bir komünist ülke değil. Sıklıkla dünya basınında sadece nükleer bir tehdit olarak yer alması, ülke hakkındaki diğer gerçekleri gölgede bırakıyor. 

Kuzey Kore denildiğinde çoğu zaman akıllara yaptırımlara boğulmuş ve Çin’in cömertliği olmadan vatandaşlarının karnını doyuramayan komünist bir memleket gelir. Kapasitesiyle orantısız bir ihtiras peşinde bölgesel, hatta küresel nükleer tehditler savuran ülke, genç ve basiretsiz lider Kim Jong-un’un yönetiminde adeta bir serseri mayın. Oysa medyada sıklıkla çizilen bu tablo, gerçeği tam yansıtmıyor. Kuzey Kore’yi anlamak için; devlet rızasıyla özel teşebbüse açılan kapıları, yaptırımları etkisiz hâle getiren yasal boşlukları, çoğu kimsenin sınırdaş olduklarını bile bilmedikleri Rusya ile olan ilişkilerini ve oluşturabileceği konvansiyonel ve siber tehditleri masaya yatırmak gerekiyor.

Bir Ayağı Çukurda Ülke (!)
Alternatif bir perspektiften bakıldığında, 2011’den bu yana iktidar koltuğunda oturan Kim Jong-un’un ülkeyi körü körüne bir darboğaza sürüklediği iddiaları çok anlamlı gelmiyor. Nisan 2013’te kabul edilen “byungjin” politikasına göre Kuzey Kore’nin ekonomisi de nükleer silahları ile eş önem taşıyor ve geliştiriliyor. Bu yeni yaklaşım, babası Kim Jong-il’in sadece askeriyeyi kayıran duruşundan oldukça farklı. Jong-il, Jong-un’un dedesi ve Kuzey Kore’nin kurucusu (daimi başkan) Kim Il-sung’un izinden giderek vatandaşların ülke için her türlü fedakârlığa katlanmasını buyururken genç torun, halkına daha insani yaşam koşulları sözü veriyor. 

Buy now
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez (Cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayınız.