Savaş teorisyeni Sun Tzu’nun öğretilerinde düzensizlik ve düzen arasındaki çizginin lojistikte yattığı belirtilir. Muharebe sahasında düzen her zaman zafer getirmeyebilir ancak düzensizliğin mağlubiyetle doğrudan ilişkisi var. Ve tüm bunların ötesinde askeri lojistik evreni, muharebe riskinin olmadığı durumda dahi mali, sınai ve daha birçok ulusal meseleyi kucaklayacak kadar geniş.
Ukrayna-Rusya Savaşı’nın bütün dengeleri değiştirdiği, başta Batılı ülkeler olmak üzere güvenlik stratejilerinin gözden geçirildiği bir dönemden geçiyoruz. Rusya’nın Doğu Avrupa’da yarattığı tehdit ve NATO’daki harbe hazırlık alarmlarının çalmaya başlamasıyla normalde yavaş yavaş ilerleyen projeler bir anda hızlı tedarik projelerine dönüştü. Modernizasyon süreçlerine ve lojistik hazırlığa hız verildi. II. Dünya Savaşı’nın Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı General Dwight D. Eisenhower’ın muharebelerin, seferlerin ve hatta savaşların esas olarak lojistik yüzünden kazanılıp kaybedildiğini ifade eden sözleri bir kez daha Avrupalı savunma karar vericilerinin kulaklarında çınladı. Oysa Pasifik’te de Orta Doğu’da da açıkçası durum farklı değil.
Makalenin devamını okumak için tıklayınız.