Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) Genel Müdürü Murat İkinci, “MİLGEM kapsamındaki çalışmalara destek vermeye, hem uluslararası hem de ulusal anlamdaki projelerin içerisinde bulunmaya devam edeceğiz. Bundan sonra MİLGEM benzeri platformların, daha büyük veya daha etkin platformların ortaya çıkışını göreceğiz” dedi.   STM Genel Müdürü Murat İkinci, göreve gelmesinin ardından ilk defa basının karşısına çıktı ve soruları yanıtladı. 'STM 2023 Vizyonu' başlığındaki toplantıda STM'in yerli ve milli savunma sanayi ekosistemine katkıları konuşuldu.

MİLGEM’in Pakistan’a ihracatı için uzun süre STM çalışma yürütmüştü. Bu çalışma imza aşamasında iken Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş. ASFAT’a transfer edilmişti. Bu nedenle MİLGEM konusunda hangi kurum yetkili olacak sorusu yanıt bekliyordu.

“STM'nin yolu MİLGEM ile ayrılacak mı?” sorusu üzerine İkinci, “MİLGEM'de STM bundan sonra da olacak. Şu anda MİLGEM'de en büyük mühendislik birikimine sahip olan şirket STM. Pakistan'daki sözleşmeyi kimin imzaladığının bizim için çok bir önemi yok. Türkiye'nin ihracatını başarıyla gerçekleştirmesi bizim için temel odak. Bu konuda elimizden gelen desteği vereceğiz. MİLGEM ve deniz sistemleri konusundaki en büyük mühendislik birikimi STM'de. Bu birikim projelerin devam etmesi için mutlaka kullanılacaktır. MİLGEM konusundaki çalışmalarımız daha da büyüyerek devam edecek. Bu konuda herhangi bir geriye dönüş yok. Uluslararası alanda bunların pazarlanması ve mühendislik desteğinin verilmesi için de elimizden gelen desteği sağlayacağız” dedi.

İkinci, milli denizaltı konusuna uzun süredir yatırım yaptıklarını, tasarım çalışmalarına başladıklarını ifade ederek, “Ancak büyük sınıf bir denizaltından başlamak yerine cep sınıfı denilen, 30 kişi civarında mürettebatı olan sistemler üzerinde duruyoruz. Bunların milli olarak geliştirilebileceğini düşünüyoruz ve bu konuda çalışmalarımıza başladık. Bununla beraber insansız denizaltı ve denizüstü araçlarla otonom araçlar ailemiz genişleyecek.” dedi.

Cep sınıfı denizaltı konusunda bir ekosistemle hareket etmeyi planladıklarını dile getiren İkinci, “Şu anda bir takvim ortaya çıkmış değil. Çok ciddi seviyede kabiliyet oluşturmuş durumdayız. Bunu projelendirip realize edeceğiz. Bunu STM tek başına yapmayacak. Bu alanda çalışan ulusal ve uluslararası firmaları bir araya getirmeyi düşünüyoruz. Kendi kaynağımızla tasarım çalışmalarına başladık.” ifadelerini kullandı.

Denizüstü ve denizaltı çalışmalarının devam edeceğini vurgulayan İkinci, “İnsansız sistemler, yerli ve milli denizaltı tasarımı, küçük sınıf cep klas dediğimiz denizaltı tasarımlarını da içerecek şekilde bir mühendislik birikimi ve çalışmalarını başlatıyoruz. Otonom sistemler tarafında Kargu ve Alpagu ailesini genişleterek onlara sürü teknolojisi ve yapay zeka özelliklerini kazandırıp çoklu hedeflere saldırma yeteneği kazandırmayı planlıyoruz. Bundan sonraki dönemde ürünlerimiz ortaya çıkacak ve paylaşacağız. Büyük veri ve siber güvenlik bizim için çok önemli bir alan. Büyük veri, siber güvenlik ve yapay zekayı otonom sistemler ve geleceğin savunma sistemlerinden ayırmak mümkün değil. Otonom teknolojiler ve yapay zekayla geliştirilecek olan bu sistemlerin güvenliğinin sağlanması ve bize karşı kullanılacak olan sistemlerin de bir şekilde Türkiye'nin aleyhine kullanılmasının önüne geçilmesi için bir araç olarak kullanılacak” açıklamasında bulundu.

STM'nin önümüzdeki beş yıl içindeki projeleri hakkında bilgi veren İkinci, kamikaze dronelar, otonom sistemler, denizaltı ve deniz üstü platformların ihracatına önem vereceklerini, ihracatın cirodaki payını yüzde 15’ten yüzde 50’ye çıkaracaklarını, sürdürülebilir teknolojik büyüme için özellikle ihracata yönelik çabalarını artıracaklarını belirten İkinci, şöyle devam etti:

“Bunun yanında yerli ve milli teknolojinin geliştirilmesi için bilinmedik, Türkiye'de çok fazla ortada olmayan teknolojilerin ülkeye kazandırılması için ciddi çalışmaların altına imza atma kararlığındayız. Önümüzdeki beş yıl içinde STM'yi mevcut kabiliyet ve ürünlerini uluslararası pazarlara taşıyan, global oyuncularla rekabet eden bir firma olarak göreceğiz. Siber güvenlik, otonom sistemler, yapay zeka ve deniz sistemleri alanında yaptığımız yatırımlarla uluslararası pazarlarda global rakiplerimizin hegemonyalarını kırmak istiyoruz.”

İlk milli nano uydu PiriSat ile ilgili de bilgi veren İkinci, şunları söyledi:

“Deniz trafiğini kontrol etmek için kullanılan, sinyalleri kontrol etmek için kullanılan bir uydu. Şu anda Türkiye ve çevresinde sahillerde yerleştirilmiş olan antenlerle deniz trafiği kontrol edilmeye çalışılıyor. Bunlarda belli bir uzaklığa kadar o sinyali alabiliyor. Uzaya böyle bir uydu attığınızda Türkiye'nin 2 bin kilometre çapındaki bir alanı, bütün deniz trafiğini inceleyebilecek bir kabiliyet kazandırıyorsunuz.”