ZMA-15’ler Yuvaya Dönüyor
Haziran 23, 2020
Tank Avcısı Programında İsrail Füzesi
Haziran 25, 2020
FNSS Genel Müdürü Nail Kurt 2020 Yılını ve Sonrasını Anlattı

FNSS Genel Müdürü ve CEO’su Nail Kurt, savunma medyasının önde gelen isimleriyle canlı yayında buluştu. Kurt, firmasının çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

COVID-19 pandemi öncesinde Firmanın farkındalığı artırmak üzerine yoğunlaştığını belirten Kurt, iletişimin artırılması için adımlar atıldığını ve firma içi farklı departmanlardan hızla bir komite oluşturulduğunu ifade etti. Kurt, gerekli önlemlerin had safhada alındığını ve iki vardiya şeklinde çalışmaların devam ettiğini açıkladı.

Pandemi nedeniyle teslimatların gecikmemesini önemsediklerini belirten Kurt, STA Projesi hususunda gerekli önlemlerin alındığını ve takvimlerde aksama yaşanmadığını açıkladı. Kurt, Umman'ın seyahat kısıtlamaları nedeniyle nihaî kabul prosesinde küçük aksamalar söz konusu olsa da ciddi gecikmelerin söz konusu olmadığının altını çizdi. Ayrıca Malezya'nın üretimi tamamen durdurması nedeniyle süreçlerde ufak aksaklıklar bulunsa da süreçlerin gecikmesine neden olmayacağını belirtti.

ÖMTTZA ve ZMA Modernizasyon projelerinde süreçlerin gecikmesi nedeniyle ciroda yüzde 15 dolaylarında düşüş beklendiğini açıklayan Nail Kurt, virüs kaynaklı bir düşüşün henüz söz konusu olmadığını ancak ilerleyen süreçte olası etkilerin hissedilebileceğini belirtti. Özellikle fuar ve etkinliklerin ertelenmesi/iptali nedeniyle birtakım aksaklıkların söz konusu olabileceğinin altı çizildi.

Firmanın tedarik zincirinde yurt içi üretici bazında ciddi aksaklıkların söz konusu olmadığı ancak yabancı tedarikçilerin süreçten etkilendiğini belirten Kurt, yabancı imalatçıdan tedarikte bulunan yerli üreticilerde kısmî sorunlar yaşandığını, ancak bunların da aşılmak üzere olduğu bilgisini sözlerine ekledi. Hâlihazırda yurtiçinde 600 alt yüklenici ile çalışmalar yürütüldüğünün altı çizilirken, ödemelerde aksama olmadığını ve alt yüklenicilere en az firma kadar önem verildiği hususu vurgulandı. Ancak savunma sektöründe toplu bir etkilenme söz konusu olursa yan sanayide de sorunlar yaşanmasının olası olduğunu belirten Nail Kurt, aksi takdirde büyük sorunların beklenmediğini belirtti.

Finansal destek konusunda alt yüklenicilere ödeme ve imal edilen bileşenlerin teslim alınması gibi destekler sağlandığını belirten Kurt, süreçlerin aksaklık yaşanmadan yürütülmesi için gerekli önlemlerin alındığını belirtti.

Kurt, Samur SYHK (Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü)’nün Kore Cumhuriyeti’ndeki süreci ve hâlihazırda yurtdışında devam eden firma faaliyetleri hakkında gelen soruları da yayında yanıtladı.

2020 sonrası için FNSS'nin birtakım projeleri bulunduğunu belirten Nail Kurt, 3-4 yıldır devam eden ancak sonuçlandırılmamış projeler olduğunu açıkladı. Kısa vadeli süreçlerde küçük gecikmeler olsa da uzun vadeyi etkileyen hususlar olmadığını vurguladı. Umman’da devam eden proje hâricinde çalışmaların da mevcut olduğunu belirten Kurt, Malezya’da AV-8’in uzaması ve virüs nedeniyle ilave sürenin söz konusu olması nedeniyle gecikme olsa da ZMA'ların yenilenmesi, yeni araç tedariki gibi durumların da gündemde olduğunu belirtti.

Kurt, C4Defence’in SYHK süreci ve yurtdışı çalışmaları hakkında sorusunu yanıtladı.

Hâlihazırda Malezya ve Endonezya'da başarılı iki ortaklığın sürdüğünü belirten Kurt, Endonezya'daki sürecin Malezya'dan daha ileri düzeye erişebileceği beklentisini açıkladı. Altay ana muharebe tankı sürecinde Türkiye'ye teknoloji desteği veren Hyundai Rotem'e SYHK konusunda FNSS'ni teknoloji transferi vermesinin gündemde olduğunu açıkladı. Kore Cumhuriyeti ile hâlihazırda devam eden bir süreç olduğunun altını çizen Kurt, buradaki iş birliğinin ciddi düzeyde olduğunu vurguladı. Firmaya teknoloji satacak düzeyde iş birliği söz konusu. Kurt, SYHK'nın Kore Cumhuriyeti sürecinin 2021 başında tamamlanması beklentisini de sözlerine ekledi.

Kurt, Kaplan MT orta tankın son durumu ve üçüncü ülkelere tedariki hakkında açıklamalarda bulundu.

1990'ların başında revaçta olan ancak günümüzde yeniden gündeme gelen Orta Ağırlık Sınıfı Tank hususunda ihtiyaç ve taleplerin değiştiğine değinen Kurt, Endonezya'nın 30 ton sınıfı 105 mm kule donanımlı bir ihtiyaç belirlediğini; FNSS'nin de alt yapı çalışmaları ve uluslararası ilişkiler nezdinde süreci bir temele oturttuğunu belirtti. Kurt, Türk Endonezya Projesi olarak lanse edilen süreçte Endonezyalı personelin eğitim aldığını, partner ülkenin CMI üretimi 105 mm kule ve ana silah seçimini yapması sayesinde sürecin hızla ilerlediğini açıkladı.

Kaplan MT'nin üçte bir maliyetle ana muharebe tanklarına yakın bir ateş gücü sunduğunu ve 120 mm ana silah ile de donatılabildiğini sözlerine ekleyen Nail Kurt, üçüncü bir Güneydoğu Asya bölgesine pazarlama sürecinin ülkelerarası ilişkiler çerçevesinde devam ettiğini belirtti.

Nail Kurt, ilerleyen dönemde 30 mm insansız kuleli 30 ton sınıfı paletli ağır bir zırhlı muharebe aracı ve tekerlekli aracın da gündeme gelebileceğini sözlerine ekledi.

Kurt, C4Defence’in ZAHA (Zırhlı Amfibi Hücum Aracı) hakkındaki sorularını da yanıtladı.

Testlerin devam ettiği bilgisini veren Kurt, çalışmaların yürütüldüğünü belirtti. Aracın SSB resmî kalifikasyon testlerine hazır durumda olduğu açıklanırken, sürecin FNSS firma testlerinin ardından başlayacağı açıklandı. Araç üzerindeki bazı donanımların planlanan sürecin dışında yerlileştirilmesinin söz konusu olduğunu sözlerine ekleyen Kurt, tasarım sonrası değerlendirme sürecinin de devam ettiği bilgisini verdi. Sonbahar döneminde kalifikasyon testlerinin başlamasının gündemde olduğu açıklanırken sürecin 2021 sonuna kadar devam edeceği, seri üretim safhasının ise 2022'de başlayacağı duyuruldu.

Kurt, ÖMTTZA (Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar) ve yerli motor/güç paketi entegrasyonu hakkında gelen soruları yanıtladı.

Üretim maliyetlerinde motorların payını yüzde 5 ila yüzde 15 arasında olarak belirten Nail Kurt, yalnızca motor açısından bakılmaması gerekliliğini sözlerine ekledi. Platformlardaki yerli katkı oranının daha önemli bir husus olduğu belirtilirken, FNSS üretimi araçların yerli katkı oranının yüzde 55 ila yüzde 65 dolaylarında olduğunu açıkladı. Bazı durumlarda süreçlerin motor ya da ağır silaha indirgendiğini sözlerine ekleyen Kurt, son zamanlarda ihracat lisanslarında yaşanan kısıtlamaların zaman zaman sıkıntılara neden olduğunu söyledi. Az sayıda üretilen araçlar için sıfırdan motor üretiminin maliyet etken bir çözüm olmadığına değinilirken, sürecin otomotiv bazlı ele alınması gerekliliği vurgulandı. FNSS araçlarında daha önceki süreçlerde yerli motor seçeneği olmadığı için yabancı çözümlere yönelmenin söz konusu olduğunu belirten Nail Kurt, hâlihazırdaki süreçte TÜMOSAN'ın çalışmalar yürüttüğünün altını çizdi.

Nail Kurt, Günümüzde piyasada yerli motor opsiyonu sunan tek firmanın FNSS olduğunu belirtti. Yürütülen çalışmalar neticesinde ilk etapta 350 BG sınıfı bir motorun söz konusu olsa da ilerleyen süreçte yazılım ve donanım eklemeleri ile 450 ila 550 BG sınıfı tahrik sisteminin de gelecekte söz konusu olacağını açıkladı. Kurt, 450 BG'lik çözüm için yıl sonunda test safhasının başlayacağını da duyurdu.

FNSS ile ZMA'lar arasında duygusal bağların bulunduğunu belirten Kurt, platformlarda 30 yıl öncesinin elektrik-elektronik bulunduğunu belirtti. Araçların balistik korumalarında, hareketlilik ve elektrik alt yapısında iyileştirmeler yapılacağı ve bu sayede yeniden bir ömür kazanacağının da altı çizildi. Yeni nesil araç çalışmaları olsa da bunların geliştirme sürecinin uzun zaman alacağını belirten Nail Kurt, bu nedenle henüz alternatifi bulunmayan ZMA'ların 15-20 yıl daha görev yapacağını, modernizasyon ile yeni görev konseptleri ile iş yapabilme kabiliyetine erişeceğini vurguladı.

Firmanın kule alanında önemli bir alt yapıya sahip olduğunu belirten Nail Kurt, FNSS çözümlerinin Malezya'nın ikinci parti araçlarda ve Umman'ın tüm platformlarında başarıyla kullanıldığına dikkat çekti. Umman'a teslim edilen ilk sistemlerle günümüz 25 mm kulelerinin ciddi farklara sahip olduğunu belirten Kurt, İlk UKSS çözümü olan Uzaktan Kumandalı Tanksavar Kulesinin oldukça maliyet etken bir çözüm olduğunu vurguladı. Nail Kurt, FNSS'nin hâlihazırda 30 ve 35 mm insanlı ve insansız kule çözümleri üzerinde çalışmalar yürüttüğünü belirtti ve kule donanımının müşteri için en az araç çözümü kadar önem arz ettiğini belirtti.

Gölge Süvari Projesi'nin basit ama amacına uygun, büyük gövdeli araçların basit bir işlemle insansız hale getirmeye yönelik teknoloji gösterimini amaçlayan bir proje olduğu belirtildi. Son dönemlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İKA ve İHA kullanımı alanında farklı konseptler ve entegrasyon hususunda çalışmalar yürüttüğünü belirten Kurt, sistemin basit bir uzaktan kumandalı araçtan farklarının olması gerekliliğini vurguladı. Bunun için durumsal farkındalığı artıracak, personeli riske atmayacak görüntüleme donanımı, ikaz sistemi gibi bileşenler için entegrasyon çalışmaları yürütüldüğünü açıklayan Kurt, ayrıca SSB'nin girişimlerinin de yakından takip edildiğini sözlerine ekledi. Direkt ve endirekt kumandanın sağlanması için haberleşme sistemi kurgulanması, dost unsurlara zarar vermeyecek yapının kurgulanması gibi süreçlerin yürütüldüğünün de altını çizen Nail Kurt, lojistik konuda platformların büyük avantaj sağlayacağını belirtti. Ayrıca silah kulesi entegrasyonu ve mayınlı alanlardaki kullanıma da değinilirken FNSS'nin STM ile İHA'ları bir noktadan diğerine aktarabilecek, veriyi merkeze transfer edebilecek ve görev bitiminde uçucu sistemi üsse geri getirebilecek bir konsept üzerine ciddi çalışmalar yürütüldüğü de açıklamalar arasında yer aldı.

Hâlihazırda FNSS'nin çalışır haldeki 30 M113 ZPT'yi tedarik ettiğini belirten Nail Kurt, SSB'nin onay vermesi hâlinde platformlaırn hızla ve üretilebilir bir maliyetle Gölge Süvari'ye dönüştürülebileceğini açıkladı.

STA sürecinde teslimatların başladığını ve hâlihazırda 26 adet platformun teslim edildiği açıklandı. Nail Kurt, son iki platformun ise Roketsan üretimi yerli OMTAS füzeleri ile donatıldığı müjdesini verdi. Yıl sonuna doğru Pars 4×4'ün de OMTAS kuleleri ile teslimatına başlanacağını duyuran Kurt, kalifikasyon süreçlerinin ufak prosedürler dışında tamamlandığını ve projenin gayet iyi ilerlediğini açıkladı.

Böylece OMTAS sistemleri de envantere resmen girmiş oldu

C4Defence’in okuyuculardan topladığı STA kulesinde neden daha çok ATGM yok sorusuna yanıt veren Kurt, benzer soruların kendilerine de geldiğini belirterek bu konuda kararı TSK’nın vereceğini ifade etti ve bu noktada kullanım konseptlerinin ön plana çıktığına dikkat çekti. Aracın hafif ve yüksek hareketlilik kabiliyetine sahip oluşunun üzerindeki silah donanımından daha önemli olduğunun altını çizen Kurt, ilk teklifte firmanın TSK'ya dört fırlatıcılı bir platform önerisiyle gittiğini de sözlerine ekledi. Kullanıcı talepleri doğrultusunda fırlatıcı sayısının ikiye düşürüldüğü belirtilirken, taktik olarak peş peşe iki füze fırlatılmasının ilk atışta düşmana konum tespiti imkânı sunması nedeniyle mümkün olmadığına dikkat çekildi.

Proje başlangıcında OMTAS sistemlerinin sertifiye edilmemiş olması nedeniyle kimi platformların Kornet tanksavar güdümlü mermileri ile donatıldığı açıklanırken UKTK'nın OMTAS ve Kornet kullanımı için dönüştürülebilir yapıda olduğu ve gerekli durumlarda OMTAS dönüşümünün kolayca sağlanabileceği vurgulandı.

Buy now
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez (Cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayınız.