26 09 2013 SSİK KARARLARI
Eylül 26, 2013Erdoğan: İyi ki dost bildiklerimiz sırtını döndü

ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknolojileri Merkezi (ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in katıldığı bir törenle açıldı. Törende ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Canpolat, MSB Bakanı Yılmaz, Başbakan Davutoğlu birer konuşma yaptı. Törende kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hırsızlar bizi ev sahibi yaptı” dedi.
Erdoğan özetle şöyle konuştu: Mevcut projelerimizi süratle tamamlayalım. İşte 1974 Kıbrıs Harekatı’nda gördük, yanımızda olan, olması gerekenler bir anda bize bütün desteklerini kestiler mi? Kestiler. İyi ki kestiler. Onlar bize orada desteklerini kestiler ve susturma tekniklerini kullanmak suretiyle telsizlerimiz çalışamaz hale geldi. Ondan sonra geldik ASELSAN’ı kurduk. Atasözümüz var ya, ‘Hırsızlar bizi ev sahibi yaptı’, olay bu. Üretim aşamasına gelmiş olan ürünlerimizi süratle TSK’nın envanterine dahil edelim. Yeni projeleri süratle gündemimize alalım. Ar-ge faaliyetlerini, tasarım, prototip üretimi faaliyetlerini olabildiği kadar hızlandıralım. Bizim savunma sanayimizin ihtiyaçları için dışarıya verecek tek kuruşumuz olmamalı. Çünkü bu millet kendi refahından, çoluğundan, çocuğunun rızkından artırdığı kaynaklardan bu alanı besliyor, destekliyor. Savunma sanayi bütçemizi bu anlayışla değerlendiriyoruz. Yeni Türkiye, savunma sanayinde sadece kendi kendine yeten değil, tüm dostlarına, kardeşlerine de yardımcı olan, onların da ihtiyaçlarını karşılayan bir Türkiye olacaktır. Bu konuda cumhurbaşkanı olarak ben, hükümetimiz de sonuna kadar sizlerin yanınızdayız, bundan şüpheniz olmasın.”
Bir Balkan yenilgisi istemiyoruz
Çanakkale Savaşı’nda askeri “Bir daha Balkan yenilgisi utancı yaşamak istemiyoruz” sözünü hatırlatan Erdoğan, “Biz de bir daha uçak üretmek için kurduğumuz fabrikada masa üretmek zorunda kalma utancını yaşamak istemiyoruz. Bu ülke benzini olmadığı için yolda kalan arabaya bakıp otomobil fabrikası kurmaktan vazgeçme gafletine inşallah bir daha kapılmayacak” dedi.
Başta Nuri Demirağ’ın çalışmaları olmak üzere çeşitli uçak imalat projelerinin uçağın dışında yaşanan aksiliklerden dolayı devre dışı kaldığına işaret eden Erdoğan, “O tarihlerde kaçırılan fırsatların, heba edilen imkanların, karşılıksız bırakılan emeklerin bedelini Türkiye çok uzun yıllar, çok ağır şekilde ödedi, hala da ödüyoruz. Bu millet, yıllar boyunca, alın teriyle, çok zor şartlarda çalışarak ortaya koyduğu birikimi yurt dışından aldığımız uçaklara, tanklara, gemilere otomobillere tahsis etmek zorunda kaldık. Üretmekte ürkek davrananlar ithal etmekte pek cesur çıktılar. Sıkıntı burada. Kendi girişimcisini, mühendisini, ustasını teşvik etmek için parmaklarını oynatmayanlar, yurt dışındaki firmaları, onların kadrolarını ihya ettiler.”
Davutoğlu ise “Elektronik harp, savaşmadan savaş kazanma sanatıdır” dedi.
“Modernleşme tarihimiz, aslında savunma sanayisinde ve aynı zamanda da ordu ve güvenlik sisteminde yaptıkları reformların tarihidir” diyen Davutolu, “Elektronik harp tekniğinin gelişi, uçak ve hava gücünün kullanımının yanında yeni bir unsuru beraberinde getirdi. Nükleer silah da kullanıldı, hava gücüyle ama elektronik harp, savaşmadan savaş kazanma sanatıdır. Yani insan unsurunu yine önemlidir fakat elektronik harple birlikte daha tek bir insanınızı bir başka ülkeye göndermeden ve konvansiyonel anlamda hiçbir risk almadan savaşı kazanma kabiliyeti kazanmanız demektir. Çok büyük, yüzbinleri barındıran ordunuz olabilir ama eğer elektronik harp kapasiteniz yoksa düşman bir unsur sizin başkentiniz üzerine kadar uçup, size zarar verebilir ve konvansiyonel askeri gücününüz hiçbir fayda getirmeyebilir. Bunun örneklerini, Ortadoğu savaşlarında son olarak İsrail’in, Suriye’ye yönelik operasyonlarında veya diğer unsurlarda gördük.
Dolayısıyla milli bekamızın devamı ve vatanımızın, ülkemizin birliğinin, beraberliğinin korunması bağlamında elektronik harp tekniğine sahip olmak sadece bir teknolojiye sahip olmak değil aynı zamanda en önemli güç unsuruna sahip olmak demektir. Onun için bugün heyecan verici bir günde bir aradayız. Bütün bu tarihi tecrübelerden hareketle artık Türkiye’de siyasi irade bu teknolojik açığı kapatma gücünü göstermiştir. Bütün bunlara teorik olarak sahip olabilirsiniz ama bunları hayata geçirecek maddi güce sahip değilseniz, o bilgi sadece soyut bilgi haline gelir” edi.