Takvim yaprakları Çin’de iç savaşın devam ettiği 1948’in Mart ayını gösterirken HMS Amethyst şalopası, o dönemde İngiliz yönetiminde bulunan Hong Kong’un en işlek limanlarından birine demirlemişti. Kalabalık rıhtım, gemicilere olduğu kadar, kendilerine yiyecek arayan sokak kedilerine de ev sahipliği yapıyordu. Hikâyemiz, balık kokusunun peşine takılıp gelmiş onlarca kediden biri olan Simon’ın HMS Amethyst’te görevli genç tayfa George’un kucağında güverteye çıkmasıyla başladı…

Hikâyemize geçmeden önce, dönemin atmosferini koklayabilmek adına, tarihin sayfalarında kısa bir gezintiye çıkalım.
Simon’ın adını tarihe geçiren hikâyenin yaşandığı dönem olan Çin İç Savaşı, 1920’li yıllarda kurulan Kuomintang Partisi (Çin Milliyetçi Partisi / ÇMP) ile Çin Komünist Partisi (ÇKP) arasındaki rekabetin 1927 yılında kontrolden çıkmasıyla başladı. Chiang Kai-shek’in yönetimindeki Kuomintang Partisi’nin sağ kanadı, Sovyetler'in artan bir ivme ile Çin politikasına karışmasından rahatsız olarak, ÇMP-ÇKP ittifakındaki komünistleri tasfiye etmeye, tutuklamaya ve idam etmeye başladığında ülke, geri dönüşü olmayan bir yola girdi. 1937’de Japonya’nın işgali sırasında ülke çıkarlarını gözetmek zorunda kalan tarafların askıya aldığı bu kanlı rekabet, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle yeniden alevlendi. Bu hâkimiyet ve güç kavgası, komünistlerin galip gelmesi ile 1950’de son buldu. 
Simon’ın hikâyesi de iç savaşın son yıllarında, en ateşli döneminde yaşandı.