Türk havacılık tarihine adını altın harflerle yazdıran Bayraktar TB2, 1 milyon uçuş saatini aşarak dünyada eşsiz bir konuma ulaştı. 

Türkiye’nin ilk millî silahlı insansız hava aracı (SİHA) Bayraktar TB2, 1 milyon uçuş saatini aşarak hem millî havacılık tarihinde hem de küresel ölçekte yeni bir rekora imza attı. 2014’te envantere giren Bayraktar TB2, yalnızca askeri alanda değil, insani yardım ve doğal afetlerde de etkin rol üstlenerek toplamda 150 milyon kilometre mesafeyi katetti. 

Küresel Pazarda Liderlik

Türk savunma sanayiinin gururu Baykar, Bayraktar TB2 sayesinde dünya SİHA pazarının yüzde 65’ine hakim bir güç haline geldi. 34 ülkeye yapılan ihracatla küresel etkisini artıran TB2, uygun maliyeti ve sahada kanıtlanmış etkinliğiyle tercih edilen bir çözüm oldu. 2023 yılında 1,8 milyar dolarlık ihracat geliri elde eden Baykar, Türkiye’nin savunma ihracatında zirvede yer aldı. 

Askeri ve Stratejik Başarılar

Libya, Karabağ ve Ukrayna gibi çatışma bölgelerinde etkin rol oynayan Bayraktar TB2, Türkiye’nin uluslararası arenadaki askeri gücünü perçinledi. Terörle mücadelede Mehmetçiğin yanında yer alan millî SİHA, Hendek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında büyük katkı sağladı. “Mavi Vatan” operasyonlarında sondaj gemilerine refakat eden TB2, KKTC’de konuşlandırılarak Doğu Akdeniz’de güvenlik görevlerini üstlendi. 

Doğal Afet ve İnsani Yardım Görevleri

Bayraktar TB2, depremlerden orman yangınlarına kadar birçok afet durumunda kritik rol oynadı. 2023’teki Kahramanmaraş depremleri sırasında 2 bin 417 saat uçarak arama-kurtarma çalışmalarını destekledi. Ayrıca, 4 binden fazla orman yangınının tespit edilmesinde görev aldı ve erken müdahaleyle doğal felaketlerin etkilerini azalttı. 

Teknolojik Üstünlük ve Yerli Üretim

Tamamı Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar TB2, yüzde 93 yerli sanayi katılımıyla üretiliyor. Ayrıca TB2, dünya havacılık tarihinde bir ilki gerçekleştirerek otonom fıçı tonosu manevrasını başarıyla yapan ilk ve tek SİHA olarak teknolojik üstünlüğünü kanıtladı. 

Bayraktar TB2, sadece bir savunma ürünü olmanın ötesine geçerek, Türkiye’nin ulusal güvenlik ve uluslararası diplomasi alanlarındaki stratejik konumunu güçlendirmeye devam ediyor.