Güvenlik Güçlerine Yerli Piyade Tüfeği Teslimatı
Kasım 1, 2021Iran says stopped US navy seizing tanker in Sea of Oman
Kasım 3, 2021ASELSAN ve Stratejik Ortakları Ankara’da Buluştu
ASELSAN Stratejik Ortaklık Buluşması, Ankara’da yapıldı.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün, etkinliğin açılışında, millileştirme çalışmaları ve yerli tedarik zinciri konusunda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Görgün, “Dünyanın en büyük 48’inci savunma sanayi şirketi olan ASELSAN’ın 2020 yılı cirosu 16,1 Milyar TL olarak gerçekleşirken, Şirketimiz 2020 yılını ciro olarak hem TL hem de dolar bazında tarihi rekor seviyelerle kapattı.”dedi.
Prof. Dr. Görgün şöyle devam etti:
“Büyürken çok değer verdiğimiz insan kaynağımızı son 4 yılda %68 oranında artırarak 9 bini aşan nitelikli iş gücüne kavuştuk. Yeni yatırımlar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Günümüz itibarıyla ASELSAN tedarikçi ekosisteminde 3 binden fazlası yerli olmak üzere 5 bini aşkın tedarikçi yer alıyor. Son 10 yılda KOBİ’lere verilen siparişlerimiz yaklaşık altı kat artış gösterdi. 2018’den bu yana 400’ün üzerinde ürünü siz kıymetli tedarikçilerimizin gayretleriyle millileştirdik. Bu vesileyle yaklaşık 150 Milyon dolarlık bir büyüklüğün ülkemizde kalmasını sağladık.”
“2020 Yılı İçerisinde 265 Milyon Dolar Tutarında Sipariş Verdik”
ASELSAN’ın yeni katılacak ortaklar ile beraber stratejik ortak sayısının 75’e çıktığını belirten Görgün, “2018’de sayısı 24 olan stratejik ortaklarımızı 2019’da 36’ya, 2020’de 50’ye, bugün aramıza yeni katılacak olan 25 yeni ortağımız ile 75’e çıkardığımızı duyurmaktan büyük bir gurur ve memnuniyet duyuyorum. Stratejik ortaklarımıza verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak bu firmalarımıza sadece 2020 yılı içerisinde 265 Milyon dolar tutarında sipariş verdik. Yurt içine açtığımız her 4 siparişimizden 1’i ortaklarımıza vermiş olduğumuz siparişlerden oluşuyor. Bu oranı ailemize ilk defa dahil olan stratejik ortaklarımızın desteğiyle daha da yukarılara taşıyacağımızı değerlendiriyorum.” ifadelerini kullandı.
“Gücümüz Bir”
ASELSAN ile Halkbank arasında Tedarikçi Finansman Sistemine yönelik imzalar atıldı.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün ve Halkbank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Osman Arslan tarafından imzalanan anlaşma kapsamında ASELSAN’ın anlaşmalı olduğu banka sayısı 15’e yükseldi.
Prof. Dr. Görgün, Tedarikçi Finansman Sistemi Anlaşması’na ilişkin olarak, “Tedarikçilerimizin finansal sürdürülebilirliğini son derece önemsiyor, ASELSAN’ın her zaman her konuda yanlarında olduğunu bilmelerini istiyorum. Yıllardır başarı ile işlettiğimiz Tedarikçi Finansman Sistemimizi bugün ülkemizin lider bankalarından biri olan Halkbank’ın katılımı ile daha da güçlendiriyor ve bu alandaki anlaşmalı banka sayımızı 15’e çıkartıyoruz. Bizler ASELSAN olarak sektörümüzdeki paydaşlarımız ve değerli iş ortaklarımızla omuz omuza çalışarak her alandaki iş birliklerimizi artırmaya devam edeceğiz” dedi.
ASELSAN Tedarik Zinciri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nuh Yılmaz da Kore Cumhuriyeti ve Türkiye arasındaki benzerliğe dikkat çekerek sözlerine başladı.
Yılmaz, “Saygıdeğer misafirler, sözlerime sizleri zamanda kısa bir yolculuğa çıkararak başlamak istiyorum. Yolculuk dediysem de öyle çok eskilere götürmeyeceğim. 1979-1980 yılları arasında dünyada iki ülkede askeri darbe oldu. Birisi Türkiye idi birisi de bize çok benzeyen bir ülke Güney Kore. İki ülkenin o tarihteki ve bugünkü durumlarına beraber mercek tutalım. Rakamlara hep birlikte bakalım istiyorum. Öncelikle kişi başı milli gelire bir pencere açalım. 1980 yılında kişi başı milli gelir Güney Korede 419. Şimdi aradan geçen 40 yılı aşkın süreden sonra Güney Kore’nin 23.028 dolar gerisindeyiz. Sadece aradaki fark bile kişi başı milli gelirimizin iki buçuk katı” dedi.
Kore ve Türkiye arasındaki ihracat oranları üzerine incelemelerini aktaran Yılmaz, “Dilerseniz bir pencere daha açalım bir de bu ülkelerin ihracat rakamlarına bakalım. Her ikimizin de aynı noktadan başladığı ihracat koşusunda aradaki farkın Güney Kore lehine üç kattan fazla açıldığı görülüyor. Şimdi ise sizleri üzerinde uzun uzun konuşmamız gereken bir liste göstereceğim. Dünyanın en büyük 500 firması sıralamasında yer alan Güney Kore firmalarının listesi. Gördüğünüz gibi global firma sıralamasında Güney Kore’nin 60’ın üzerinde firması bulunuyor. Türkiye’nin ise maalesef yok.” ifadelerini kullandı.
“Aradaki Farkı Oluşturan Şey Güney Kore’nin Sanayileşme Modelidir”
Yılmaz, incelemelerini aktardığı tablo üzerinden Kore Cumhuriyeti’nin sanayileşme modeline de bir pencere açtı.
Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu liste sadece şirket isimlerinden ve rakamlarından ibaret değil. Beraber incelediğimizde Kore’nin başarı öyküsünü beraber inceleyebileceğimiz bir liste. Listede Samsung’un yedi tane firması bulunuyor. Hyundai’nin de yedi adet firması var, LG’nin 6 adet firması var ve SK Grup dediğimiz South Korean Group’nun da dört tane firması yer alıyor. Yani Güney Kore’nin küresel 500 firma listesinde. 60 firmanın yarısı aslında 4 ana firmadan oluşuyor. Bu gerçekten çok şaşırtıcı ve bence bizler açısından da ilham verici. Diğer taraftan Güney Kore ve Türkiye kültür anlamında birbirine çok yakın iki ulus. Bu benzerliği somutlaştırmak için çok fazla örnek verebilirim ama ben bir tanesini vermekle yetineceğim. Güney Kore’de de toplam iş gücü içerisinde kadınların payı çok düşük, biz de de. O zaman demin grafiklerde ifade ettiğim, şimdi de tabloda gördüğünüz gelişmişlik farkını oluşturan etken nedir? Aradaki farkı oluşturan şey Güney Kore’nin sanayileşme modelidir. Toplumu arkasından sürükleyen ona liderlik eden bir ya da birden fazla firmanın ortaya çıkartılarak tüm ulusu etkilemesidir. Güney Kore bunu LG, Samsung ve Hyundai ile yaptı. İşte bu modele endüstri liderliği modeli deniyor. Endüstri lideri yüzlerce hatta binlerce firmayı bir amaç doğrultusunda bir araya getiren, onların gelişimine katkı sağlayan ve küresel arenada rekabet edebilen firma demek.”
Yılmaz, “ASELSAN’ı farklı kılan ve onu kendi alanında endüstri lideri yapan husus, barındırdığı inovasyon ve inovasyon vizyonunu tüm paydaşları ile yani sizlerle tabana yaymasıdır.” diye konuştu.
Nuh Yılmaz şöyle devam etti:
“İşte özendiğimizi ülkelerdeki iş modelinin bir benzeri burada ve sizler bu ana kadar arz ettiğim modelin kilit taşlarısınız. İş birliğimizin genişlemesi ve bizleri global arenada rekabet eder bir konuma taşıması hepimizin ortak amacıdır. Stratejik ortak sayımızın 75 adete çıkarılması da bu vizyonun bir sorunudur. Aselsan olarak üretimin ise sizler yani tedarikçilerimizin nezdinde yürütülen bir süreç içerisinde çalıştık ama geldiğimiz noktada rekabet koşulları artık çok daha esnek ve geçişken iş modellerini zorluyor. Hem tasarım hem üretim hem de pazarlama kanallarında yetkinliklerin ve alt yapıların iş birliği içerisinde ve maksimum verimlilikte kullanması gerekiyor. Ürün bazlı çalışma yaklaşımını sistem seviyesinde çalışma yaklaşımına evirmemiz gerekiyor. Eğer yönümüz burasıyla ki böyle olmak zorunda. Bir sistemin sadece döküm korumasını veya kablajını değil platform bazında iş teslimini yapıyor olmalıyız. İşte yeni stratejik ortaklık vizyonumuz bu olacak. Bizler stratejik ortaklığı sizlerle yaptığımız bir yol arkadaşlığı olarak görüyoruz. Yol arkadaşlığının ise olmaza olmaz unsuru güvendir. Biz de stratejik ortaklarımıza inanıyor ve güveniyoruz.”
“Biz Yeteneği Elde Etme İle İlgili Bir Savaş İçerisindeyiz”
ASELSAN Kurumsal Yönetim Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ise gençleri savunma sanayii ekosistemine kazandırmak için çalıştıklarının altını çizerek “Biz yeteneği elde etme ile ilgili bir savaş içerisindeyiz. Bunun için de derdimiz yetkinlikleri geliştirmeyle ilgili yeni arayışlar içerisindeyiz. Bununla ilgili en temel sorunumuz da mümkün olduğu kadar hem lise düzeyinde hem de üniversite düzeyinde potansiyeli yüksek olan gençleri savunma sanayiinin ekosistemine kazandırmak. Bu bağlamda aslında bizim yaptığımız birkaç uygulamayı sizlere tekrar hatırlatmak istiyorum. Birincisi, şu an ASELSAN’ın havuzunda bekleyen, CV havuzunda bekleyen, 100 bin aday var. Biz geçtiğimiz yıldan itibaren bütün bize müracaat eden adaylara bizim yan sanayii firmamızdan, stratejik ortağımızdan ya da iştiraklerimizden çalışmak ister misiniz diye bir seçenek sunuyoruz. Ve maalesef ASELSAN’da sınırlı sayıda eleman istihdam ettiğimiz için bu havuzdan bu toolu seçen bütün arkadaşları Gücümüz Bir platformuna yani dünyadaki tek örneği olan, bir şirketin kendi tedarikçileri için oluşturduğu bir platforma aktarıyoruz. ”dedi.
Staj seferberliğinde stratejik ortakları ile birlikte hareket etmek istediklerini belirten Karataş, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bir diğer konu, biz hem lise hem üniversite öğrencileri için eğitim ve gelişim programları yapıyoruz yetenek erişim programları yapıyoruz. A yetenek dediğimiz, son sınıf öğrencilerine istihdam odaklı, A gelecek dediğimiz yaz stajı, lise öğrencileri için programlarımız var. En yakın dönemde stratejik ortaklarımızı bir araya toplayıp bu staj seferberliğinde onlarla birlikte hareket etmek istiyoruz. Onları da en yakın zamanda sizlerle paylaşacağız. Bunun dışında insan kaynağı ve gelişimiyle ilgili 2-3 yıldır denediğimiz, belirli bir olgunluğa gelmiş gelişim programları var. En yakın zamanda bu havuzu da size açmak istiyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki; ASELSAN’ın gelişmesi yetmez. Biz, gelişmek ve sizlerle birlikte gelişmek ve geliştirmek zorundayız. Son bir hatırlatma daha yapayım. Öyle bir dönemdeyiz ki; yetenek, aynı sabun gibi. Gevşek de tutsanız elinizden kayıyor, sıksanız da kayıyor. Hepimizin yeni yaklaşımlara ve yeni uygulamalara ihtiyacı var. En yakın zamanda bu modellerimizi sizlerle paylaşacağız.”
“Yurt Dışı Bağımlılık Oranını Aşağıya Çekmek İçin Uğraşıyoruz”
Buluşmada ASELSAN’ın Gelecek Vizyonu Paneli düzenlendi.
Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde söz alan ASELSAN Mikro Elektronik Güdüm ve Elektro Optik (MGEO) Sektör Başkanlığı Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kaval, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren CATS Elektro-Optik Hedefleme Sistemi ve devam eden termal dedektör çalışmaları hakkında açıklamada bulundu:
“CATS geçtiğimiz hafta çok başarılı bir testi geride bıraktı. Performansı belirli bir seviyeye ve beklentilerin üzerine çıktığı için Bütün Kuvvetlerimiz bu sistemi almaya karar verdi. Elektro-Optik alanında dünyada sayılı firmalardan biri olmak istiyoruz. Dünyada ilk on içerisine girmeyi hedefliyoruz. Optik Mühendisliği alanında üniversite-sanayi iş birliğinin artması lazım. Hassas mekanik alanında verimliliğimizi ve yetkinliğimizi artırmamız lazım. Güzel gelişmeler var. Soğutmasız milli dedektörlerimizi ürünlerimize koymaya başladık. Daha uzak mesafelerdeki kameralar için soğutmalı milli dedektörlerin prototipleri laboratuvar seviyesinde çıkmaya başladı.”
Kaval, ASELSAN’ın millileştirme çalışmalarına ilişkin olarak ise “2021 yılında 67 firma ile millileştirme için temasa geçtik. Son üç yılda 192 farklı ürünün millileşmesi yürütmüşüz. Yurt dışından en çok ürün alan sektör başkanlığı biziz. Çok yatırım gereken bir alan ve yurt dışı bağımlılık oranını aşağıya çekmek için uğraşıyoruz” ifadelerini kullandı.
ASELSAN Savunma Sistem Teknolojileri Sektör Başkanı Behçet Karataş da HİSAR Hava Savunma Füzesi Sistemi Ailesi hakkında bilgi verdi.
Karataş, “HİSAR-A+ kabulleri tamamlandı. HİSAR-O+ sisteminin kabulleri de bu hafta sonu itibarıyla başlayacak. Bunlar aşama aşama ve son aşamaya geldiğimizi söyleyebiliriz. SİPER ile ilgili de çalışmalarımız iki senedir devam ediyor. Bir takım ilave konfigürasyon değişiklikleri var, çalışmalara devam ediyoruz” dedi.
Milli işlemci ÇAKIL projesinin tamamlandığının altını çizen Karataş, “SSB ARGE ve TÜBİTAK ile tek çekirdekli Milli işlemci ÇAKIL projesini tamamladık. Bundan sonra yapay zekâ optimize edilmiş yeni işlemci geliştirmek için çalışmalarımıza başladık. Bunları kendi sistemlerimizin içinde kullanarak hem teknolojik hem de rekabet anlamında bize üstünlük sağlayacak. Su altında KK sistemleri daha yapılır bir sistem değil. Daha teknolojik olarak imkânları sağlayamıyor. Akustika diye bir projemiz var. Burada su altında data transferini sağladık” ifadelerini kullandı.
“Teknoloji ve Proje Olarak Şu An 2030-2035 Yılını Görebiliyoruz”
ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Sistemleri Sektör Başkanlığı (REHİS) Sektör Başkanlığı Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Şener, geleceğe yönelik hedefleri hakkında konuştu.
Şener, “Bizim projelerimiz, teknik derinliği fazla projeler. Biz teknoloji ve proje olarak şu an 2030-2035 yılını görebiliyoruz. Sayıları az, çeşitliliği fazla ama teknik derinliği sorunlu projeler. Radar ve Elektronik Harp Sistemleri Sektör Başkanlığı (REHİS) olarak platform üzerinde çalışıyoruz. Spektrumumuz çok geniş. Çözüm ortaklarımızla beraber teknoloji geliştiriyoruz. 700 kişilik mütevazı bir ekibiz. Artık yurt dışında da rekabet eder hale geldik. Biz sistemlerimizi artık sahada kullanır hale geldik. Donanım teknolojilerinde epey yol kat ettik. Sistemlerimizde algoritmalar, yazılımlar daha da gelişecek. 2022 yılında açık kaynaklı mimarilere ve sistemlere ağırlık vereceğiz.” dedi.
“Olgunlaşmış, Kendini İspatlamış, 40 Yıldır Uçan, Kaçan, Yüzen Her Şeyde Telsizimiz Var”
ASELSAN Askeri Haberleşme Sistem Direktörü Dr. Orhan Muratoğlu da haberleşmenin bir ordunun kaçınılmaz ihtiyacı olduğunun altını çizerek, “Muhabere Olmadan Muharebe Olmaz” sözünü hatırlattı.
Muratoğlu şöyle dedi:
“Bunu biz yıllardır tedarik ediyoruz. Evvela kendi ordumuzun ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ardından dost ve müttefik ülkelerle bunları paylaşıyoruz. Paylaşmakla kalmıyoruz, oralarda fabrikalar kuruyoruz ve onların da kendilerini idame ettirebilmelerini sağlıyoruz. Lider endüstriyel kuruluş olabilmek için de geometrik satış imkânına ulaşmak gerekiyor. Biraz daha böyle yaygın satış yaparak ilerlememiz gerekiyor. Bu bakımdan biz avantajlıyız. Olgunlaşmış, kendini ispatlamış, 40 yıldır uçan, kaçan, yüzen her şeyde telsizimiz var.”
“Bir Ülkenin Sadece Savunma Sanayiinde Güçlü Olması, Ülkenin Güçlü Olduğunu Göstermiyor”
ASELSAN Ulaşım, Güvenlik, Enerji, Otomasyon ve Sağlık Sistemleri (UGES) Genel Müdür Yardımcısı Dr. İbrahim Bekâr da “Büyüklerimiz, savunma sanayiindeki dalgalanmaları incelediğinde ve aslında biz de baktığımızda, 20 senede bir, 30 senede bir ciddi bir dalgalanma var.” dedi.
Bekâr, şöyle dedi:
“Yüzde 50’lere varan küçülmeler var savunma sanayi harcamalarında. Herhangi bir sektörün, herhangi bir şirketin ya da bir ülkenin sadece savunma sanayiinde güçlü olması, ülkenin güçlü olduğunu göstermiyor tabii ki. O dalgalanmalardan, o dalgalanmaları absorbe edecek farklı gelir çeşitliliğinin de olması gerekiyor; özellikle de şirketler için. UGES’i de bu vizyonla kurmuş büyüklerimiz, yönetim kurulumuz.”
ASELSAN İş Geliştirme ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Osman Devrim Fidancı ise ASELSAN’ın yurt dışı merkezleri hakkında bilgi verdi.
Fidancı, “100’e yakın personelimizle, yurt dışında toplam 12 ülkede ofis, bakım-idame ve modernizasyon merkezimiz yer alıyor. Geçen yıl 500 Milyon dolar yurt dışı satış sözleşmesi imzaladık. 2019-2020 ve 2021’de toplam 14 yeni ülkeye Savunma ve UGES’in ürünlerini satar hale geldik. Şu anda 71 ülkeye ulaştık. Müşterilerin seçimlerinde %32’sinde kalite öne çıkıyor.” dedi.