Küresel oyuncuların kurallarını koymak üzere rekabet ettikleri modern dünya düzenini “karmaşık”, muharebe sahalarını ise kimi zaman “türbülanslı” kimi zaman da “hibrid” olarak tanımlayarak “piyonlarını” belli gereksinimlere yönlendirmeye çalıştığı günümüzde, Şah’a teslim olup mat olmamak, en üst seviyede durumsal farkındalığa sahip olmaktan geçiyor.
Türkiye gibi Soğuk Savaş Dönemi’nde askeri ihtiyaçları nezdinde sırtını NATO’ya veya hiç fark etmediği üzere Varşova Paktı’na dayayan ülkelerin envanterleri, kendi iç güvenlik ve savunma ihtiyaçlarından ziyade, paktların gereksinimlerine göre, kullanım doktrini de yanında promosyon olarak gönderilmek suretiyle alınmış veya “bir büyük” tarafından hibe edilmiş teçhizat yığınlarıyla doludur.